Dokunduğumuz her şey üzerinde vücudumuzdan çıkan gözle görülmeyen radyasyonlar,psikospik yeteneklerimizle algılayıp değerlendirebildiğimiz çok daha derin ve etkili izler bırakırlar.Bunlara 'ruhun izleri' diyebiliriz.Bu radyasyonlar canlı madde ile sınırlıda değildir.Donmuş maddeler bile kendi enerji formlarını yayarlar.Örneğin kol saatiniz sizin hakkınızda hatıra defterinizdekinden çok daha fazla bilgilerle yüklü bulunmaktadır. Cansız objelere dokunduğumuzda bir şey hissetmemize sebep olan şey nedir?
Örneğin sahibini bildiğimiz yada bilmediğimiz bir yüzük,bir tokadan sevinç yada üzüntü duymamız gibi. Psikometrik fenomenin etüdüyle ilgili araştırmalar göstermiştir ki,elle dokunulan objeler üzerinde normal duyumlarımızla algılayamadığımız izler çıkmaktadır.Yani,insanlar ellerine aldıkları eşyalar üzerinde bildiğimiz fiziksel parmak izlerinden daha etkili izler de bırakırlar.Ruhsal enerjinin en önemli niteliklerinden biri etki etmek,buna karşı madde enerjisinin en önemli özelliklerinden birisi de etki almaktır.Bu temel prensip çevremizdeki tüm nesnelerin kendilerine canlılardan gelen enerjileri emmesine ve saklamasına neden olur. Eğer bu ele alış ve etkileyiş daha da şuurlu olarak yapılmışsa,o takdirde söz konusu izlerin daha etkili bir şekilde eşyaya işlendiği ortaya çıkarılmıştır.Vuku bulan her şey evrenin eterine siner, kaydedilir. Sesler ve hareketler ebediyen kalmak üzere film, kaset, fotoğraflar, vb. aletlere kaydediliyor. Her şeyin devamlı olarak kaydedildiği bir hafıza bulunmaktadır.
Buna Doğu mistizminde 'Akashic Record' denilir ve herşeyin hafızası olarak kabul edilir. Akashic Record görüşü, Carl Jung tarafından geliştirilmiş 'Kollektif Şuur' görüşüne çok benzemektedir. Kollektif şuur görüşüne göre,tüm tabiatın ve onun içinde bulunan her şeyin gayri şuurları 'evrensel psişe' ile birlik halinde bulunur.Bu evrensel psişe tüm acıları,sızıları ve sevinçleri duyar ve hatırlar.Bu yüzden psikoskopi,bir kişinin yada objenin psişeyle ölçümü olmaktadır. Burada, zaman ve uzay bakımından sınırsız durumda bulunan evrenle her şey bağlantı halindedir.İşte bu hafıza kayıt ve kalıpları psikospist tarafından yakalanır.Psikospistler böyle bir vibrasyonel enerjiye duyarlı ve tepki gösterebilecek niteliktedirler.Psikometri geçmiş ve gelecekle ilgilidir ancak bu yetenek geliştikçe geçmiş, şu anki, gelecek arasındaki sınırlar kalkar ve zamanla süje hepsini uzay ve zamanın olmadığı bir planda görür yada algılar hale gelir.Tanınmış durugörür Gerard Croiset psikospist olarak Güney Afrika'da bulunduğu sırada kendisine hiç bir bilgi verilmeden,tarihi asırlarca öncelere kadar giden bir fosil verilir.Eline alır almaz tahmin ettiği tek şey bunun laboratuarın bahçesinden alınmış bir taş olduğu idi.
Croiset küçük fosili avucunun içine alarak gözlerinin kapadı ve çok geçmeden ağzından şu tanımlama ve tasvirler dökülmeye başladı:Gözleri kapalı ve elinde fosil olduğu halde subtropikal bir iklimin hüküm sürdüğü bir yöredeki palmiye ağaçlarından,büyük meyve ağaçları ile bunların arasında dolaşan dev yapılı hayvanlardan söz etti.Yani küçücük bir taş parçasından algıladığı tesirlerle altı asır öncesinden eskilere doğru gidivermiş ve oraları anlatmıştır.Bir süre sonra Croiset'in söyledikleri Güney Afrikalı arkeologlara kontrol ettirildi ve medyumun söylediklerinin hepsinin doğru olduğu kanıtlandı.Yurtdışında polislerle çalışan psikometri medyumları suçluların dokundukları eşyalar aracılığıyla onların yakalanmasında önemli bilgiler verebilmektedirler.
alıntı