Peygamber Efendimiz'in Şakalarından Bir Demet [S.A.V]
2 posters
Yazar
Mesaj
KoRn
Konu: Peygamber Efendimiz'in Şakalarından Bir Demet [S.A.V] Ptsi 25 Mayıs 2009, 11:24
Peygamber Efendimiz, Allah'ın elçisi olması dolayısıyla ciddi, vakarlı, ağırbaşlı, heybetli bir insandı. Bu hali zaten normaldi. Çünkü taşıdığı görev, üstlendiği vazife bunun gereğiydi. Ancak her haliyle o da bir insandı. Hem de çok cana yakın... Herkese samimi ve içten davranırdı. Zaman olur, şakalaşır, tatlı ve güzel bir hava oluştururdu. Çünkü başka türlü olsaydı, insanlar Peygamberimize yanaşamazlar, ona soru bile soramazlardı. Herkes gibi Peygamberimiz de şaka yapar, lâtifeli konuşur, ama hiçbir zaman yalan söylemezdi. Çünkü şaka yollu da olsa, yalan yalandır. Ebû Hüreyre'nin rivayetine göre Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır: "Kul şaka ile de olsa yalanı, doğru bile olsa lüzumsuz tartışmayı bırakmadıkça tam inanmış bir mü'min olamaz." Peygamberimizin yaptığı şakalar yerli yerinde ve mesaj doluydu. Lüzumsuz ve yersiz değildi. Daha çok gönül alıcı ve sevindirici şakalar yapardı. Çocuklarla, hanımlarıyla, yaşlı ve kimsesiz kişilerle şakalaşması bu türdendi. Bir gün yaşlı bir kadın Peygamberimize gelerek: —Yâ Resulallah! Cennete girmem için bana dua eder misiniz?" dedi. Peygamber Efendimiz: —Yaşlı kadınlar Cennete giremez" diye ona takıldı. Bunun üzerine kadın ağlayarak oradan ayrıldı. —Peygamber Efendimiz, Sahabîlere: "Gidin ona söyleyin, 'Sen Cennete yaşlı olarak giremezsin.' Cenab-ı Hak, 'Biz onları yepyeni bir yaratılışla yarattık da, eşlerine sevgi ile düşkün hep aynı yaşta genç kızlar yaptık' buyurmuyor mu?" (Vakıa Sûresi, 36.) Sahabîlerin içinde Nuayman adında çok şakacı birisi vardı. Yaptığı şakalar bazen aşırıya kaçardı. Fakat yine de Peygamberimiz onu anlayışla karşılardı. Bir gün çölde yaşayan bedevi Araplardan birisi Peygamberimizi ziyarete gelmişti. Devesini Mescidin avlusuna bağlayıp içeri girmişti. Sahabîlerden birisi deveyi görünce Nuayman'a: -"Şu deveyi kessen de etini yesek, eti çok özledik. Nasıl olsa Peygamberimiz devenin parasını ödeyecektir." —Nuayman da itiraz etmedi ve deveyi yere yatırdı, kesti ve başladı yüzmeye. —Devenin sahibi Peygamberimizin huzurundan çıkınca bir de ne görsün, devesinin derisi yüzülüyor. -"Eyvah! Devemi kesmişler" diye feryada başladı. —Peygamber Efendimiz dışarı çıktı: -"Bunu kim yaptı?" diye sordu. -"Nuayman yaptı" dediler. —Nuayman kaçmıştı. Peygamber Efendimiz Nuayman'ın peşine düştü, aramaya koyuldu. —Sonunda Duabaa adında bir kadının evinin bahçesinde buldu. Nuayman evin avlusundaki çukura girmiş, üzerini de hurma ağacı yaprağı ile örtmüştü. —Peygamberimiz eve girince birisi bir taraftan yüksek sesle: -"Biz onu görmedik" diyor, bir taraftan da parmağıyla Nuayman'ın saklandığı çukura işaret ediyordu. —Peygamberimiz gitti, onu çukurdan çıkardı. Nuayman'ın yüzü gözü toz toprak içinde kalmıştı. Peygamberimiz sordu: -"Niçin böyle yaptın?" Nuayman: —Yâ Resulallah, size burada olduğumu söyleyenler yaptırdılar bana..." Peygamber Efendimiz bir yandan Nuayman'ın yüzünü gözünü siliyor, diğer yandan da gülüyordu. Peygamberimiz daha sonra deve sahibine devesinin parasını ödedi ve işi tatlıya bağladı.
En son KoRn tarafından Cuma 05 Haz. 2009, 10:11 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi