İnsanların çoğu,genel olarak üzüldüğümüz veya acı duyduğumuz zaman ağladığımıza inanır. Oysa bir insan hayatı boyunca yaklaşık olarak 250. 000, 000 kez ağlamaktadır. Bunun nasıl olduğunu mu merak ediyorsunuz?
Gözkapakları, kaslar sayesinde inip kalkan deri katlarıdır. Bunların bir tiyatro perdesi gibi inip kalkmaları, kasların kontrolüyle olur. Gözkapaklarının inip kalkması o kadar çabuk olur ki,görüşümüz bozulmaz. Hatta devamlı şekilde tekrarlanan bu olgunun farkına bile varmayız. Gerçekte,gözkapakları,uykuda olduğumuz zamanlar hariç,insanın hayatı boyunca her altı saniyede bir otomatikman açılıp kapanır.
Her gözde,gözün dış köşesinin üzerinde yer almış bir göz yaşı bezi vardır. Ayrıca,gözyaşını üst gözkapağına taşıyan salgı kanalları ve gözümüzün ön tarafından dışarı veren başka kanallar mevcuttur. Gözümüzü her kırpışımızda, gözyaşı salgı kanallarının açılışına bir miktar sıvı pompalanır. Bundan amaç,gözün saydam tabakasını uyarmak ve onu kuru kalmaktan korumaktır. Bu mekanik nitelikteki işlem,aslında ağlamaktan farksızdır. Başka türlü söylemek gerekirse .ağladığımız zaman da aynı şey olur.
İnsanın çok güldüğü zaman gözlerinden yaş geldiğini görmüşsünüzdür. Bunun nedeni, aşırı ölçüde güldüğümüz zaman kasların gözyaşı bezlerini sıkıştırmasıdır.
Nitekim,üzüntüyle,acı duymakla ilgisiz bir şey de soğan soyarken gözün yaşarmasıdır. Soyulan soğandan gazımsı yapıda zerrecikler yayılır. Bu zerrecikler gözümüze ulaştığında, onların tedirgin edici etkisinden gözyaşı dökerek korunuruz. Dökülen gözyaşı, tedirgin edici zerrecikleri "yıkayıp" götürür. Yoğun duman karşısında da aynı şey olur.Otomatikman "ağlar",böylelikle gözlerimizi dumandan korumuş ve temizlemiş oluruz. Üzüntü ve acı karşısında ağlamaya gelince, bu insanın psikolojik yapısıyla ilgili bir şeydir. İnsan,bütün canlılar içinde duygularını ağlayarak ifade eden tek yaratıktır. Ancak düşünen, duygusal yönden duyarlı kimseler ağlar. Bebekler sadece bağırır, sızlanırlar. Düşünebilecek, belirli duygulara sahip olacak çağa erişmeden ağlamazlar.
Üzüntü ve acıyla ağlamak, bu duyguların kelimelerle ifade sınırlarını aşıp,gözyaşının akmasını sağlayan bir mekanizmaya yönelmesi,bu yoldan ifadesidir. Başka türlü söylemek gerekirse,kendimize rağmen,elimizde olmaksızın meydana gelen bir refleks harekettir. Yeterli sebep varsa, biz istemesek de, o sebep böylece ifade edilecek, dışa vurulacaktır.