Dağhan Külegeç 18 Ekim 1978 doğumlu. Terazi burcunda. Sanatçı bir aileden geliyor. Ünlü tiyatrocu Altan Erbulak'ın torunu. Annesi televizyoncu Ayşe Erbulak, babası kaligraf Rıza Külegeç.
Müzik: Bütün müzik türlerini seviyor. Eve gelince ilk yaptığı şey radyoyu açmak.
Film: Her türlü filmi seviyor, özellikle müzikal filmleri
Spor: Basketbol oynamayı seviyor. Evinin önündeki parkta sokak basketbolu oynuyor. Beslenme Alışkanlığı: Düzensiz besleniyor. Yemek seçmiyor.
Televizyon Alışkanlığı: "Hayatı televizyondan öğrendim" diyor, yabancı sitcom dizilerini ve belgesel kanallarını seyretmeyi seviyor, sıkı bir televizyon izleyicisi
İnternet: İletişim amaçlı kullanıyor
Bilgisayar oyunu: Playstation
Kitap: Kitap okumayı çok seviyor. Bir kitabı bitirmeden ötekini almıyor. En son Andre Bazin'in Orson Welles biyografisini okumuş.
Olmazsa Olmaz: Yok
Dövme: Vücudunda 5 tane dövmesi var Kariyer: "Lise Defteri" adlı dizi filmde oynadı. Şu anda "Hırsız Polis" adlı dizi filmde oynuyor. İleride televizyon programlarına devam etmeyi ve bir sinema filmi projesinde yer almak istiyor.
Myheritage sitesini belki duymuşsunuzdur bu sitenin bir özelliği de resminizi yüklüyorsunuz ve hangi ünlülere (kadın erkek karışık çünkü yüz inceleniyor) benzediğiniz çıkıyor ben Dağhan'a yaptım buyrun sonuçlar isimlerini yazdığım kişilerin resimlerine Google/Görsellerden ulaşabilirsiniz.
%73 Ernst Lubitsch
%62 Tom Cruise
%62 Winona Ryder
%61 Jorna Trulli
%58 Jay Leno
%52 Edward Teller
%52 Andre Malraux
%52 Mark Webber
%51 Anthony Hopkins
%50 Fabio Cannavaro
( %100 üzerinden değerlendirme yapılmaktadır mesela %62 Tom Cruise benziyormuş bu şekilde bakabilirsiniz.)
dağhan külegeç'in ağzının neden yamuk olduğunu biliyormuydunuz? dağhan küçükken yüz felci geçirmiş uzun zaman yüzü felçli kalmış sonra iyileşmiş.büyüdükten sonra yine yüz felci geçirmiş bu sefer çok daha ağır geçirmiş uzun zaman tedavi görmüş sonra iyileşmiş ama biraz etkisi kalmış yani rahatsızlığından dolayı öyleymiş.
Ben görmeyeli bunlar sofra adabını baya abartmışlar ya süsler,mumlar bu bıçaklara bak bi döner bıçağı ile maket bıçağı eksik sadece.
Yemek buldun ye dayak buldun kaç
Biri klozetin kapağını açık bırakmış
Eskiden herşey daha kolaydı dört işlem için yeterliydi abaküs,şimdi herkes biraz dikkenar herkes oldu hipotenüs
Bu bir diküçgen a kenarına Mine b kenarına Aslı diyorum bunlar burunların dikine gider bu iki ablanın arasında sıkışıp kalana ne deniyor;Cevap:Hipotenüs
Yedirttim yarabbim!
Hemstr hayvanının lağam faresi niyetine yarabbim sen kabul et
Wella dohtur hanem bazen bi agri yapiyi wella dayanamiem bogrum agriyi
Hey man what’s up man!
Naber kuzu hadi kaynaşalım
Altın günü nedir:Yaşını almış kadınların mercimek köftesi ile ıspanaklı börek için uydurdukları bahanedir.
Dün gece rakı masasındaydık bu gece ahlak masasında
Sende redkitin numarası var mı?
Turizm bakanı olsam burayı anında müzeye çeviririm
Doğum Yılı 18.10.1978 Boy 1.74 Saç Rengi KumraL Beden 38 - 40 Göz Rengi Kahverengi Ayak 43
Eğitim İÜ Edebiyat Fakültesi Reklam Çalışmaları Ülker Halk Bisküvi, Coca Cola, Shubuo, Ülker İkram, Mc Donald's Dizi Çalışmaları Kavak Yelleri (Kanal D - 2007), Hırsız Polis (Kanal D - 2005/2006), Lise Defteri (Kanal D - 2004)
Ben takım tutmuyorum.... İstanbulluyum, ufakken tutabileceğim 3 takım vardı. Evde herkes fenerli diye önce fenerliydim. Sonra ufakken bir gün televizyonda galatasaray şampiyon yazısını görünce galatasaraylı oldum. Anne tarafımda galatasaraylı olduğu için pek problem olmadı. sonra 22 yaşında falan galatasarayı ve "takım tutmayı" bıraktım.... Başka bir ilde doğmuş büyümüş olsam oranın takımını tutardım ve hiç düşünmezdim.
İstanbul'da tutabileceğim 3 takıma baktığımda, aslında aynı takımı gördüm. Hep aynı şeylerden şikayet eden, aynı karşı tarafı hiçe sayan, yokedeci söylem, aynı yalanlar aynı çaresizlik... Kendime sordum, Yani ben o takımı niçin tutuyorum? Diğerlerinden farklı olduğu için mi? neyi farklı? en iyi o mu? ne ye göre? en çok o mu şampiyon olmuş.....? Yoksa, o takımı "ben" tuttuğum için mi?
Tabi bi yerde tarih ve duruş faklılıkları var, ama birbirlerine ve diğerlerine davranış konusunda söylemler aynı.Sonu gelmez bir kavga.
Aslında tam tersidir, rakibin ne kadar iyi olursa sen de kadar kendini geliştirme fırsatı bulursun. Rakibini yok etmek yerine, aksine onu yüceltmelisin ki, sen kendini geliştiresin... rekabet, kalite.
Bütün takımları tutuyorum, hiçbirini tutmuyorum. Futbolu seyretmek, anı yakalmak yeterince keyifli.Bu heyacanları yaşamak için illa da takım tutmak gerekmiyo. İlla birini tutmam gerikirse, hakemleri tutarım. İşleri çok zor. bu zamanda
Bir dizi var Kanal Dde yazdan beri fırsat buldukça izlediğim... ''Benim yamuk ağızlı oğlanın dizisini açın'' dediğim zaman basılıyor ''Kavak Yelleri''ni izlememizi sağlayacak düğmeye... Yamuk ağızlı oğlan da Altan Erbulakın torunu Dağhan Külegeç oluyor! Başta bir tek onun için izliyordum diziyi; ya çocuk zaten o mimikleri, tripleriyle dünya tatlısı, bir de ona bir diyaloglar, bir espriler yazılıyor ki... Yazan da ''Sınav'' filminin senaristi Yiğit Güralp; ÖSS/üniversite dönemi gençlerinin kahramanı olmalı kanımca... Başka kaç kişiyi seversen sev Bir sevda yalnız iki kişilik Hele baş başa bi akşamda Masalar hep iki kişilik Peki sen kimsin dediler bana Dedim üçüncü tekil kişilik Peki dostluk var mı dünyada Dedim dünya iki kişilik Çocuktuk çoktuk oysa Çok üzgünüm şimdilik Sözlerini yazıyor mesela, dizide çok yakın dostken ''bir çift ile bir arkadaşa'' bölünüveren üç genç için. Davetiyeler, odalar Ve localar iki kişilik Ya tek gidersin bi koltukta Ya biletler; iki kişilik Ya tek kişiliktir bi yatak Ya yalnız yatılmaz; iki kişilik Ya tek taraflıdır bi aşk O da severse; iki kişilik Diye de devam ediyor sözler dizinin tanıtımında.... Dizide ''üçüncü tekil kişilik'' olarak dışarıda kalan arkadaş ''Nescafe bile üçü bir arada bir ben yalnızım'' nameleri okuyadururken, kardeşim zorla bir şarkı dayıyor kulaklığıma ''Kavak Yelleri''nin müziklerini yapan Pinhani�den: ''Ben nası büyük adam olucam?'' ''Hah'' diyorum ''Soruya bak''. ''Üç yaş büyüğüz diye herbir şeyi bana soruyor, ne bileyim sen nasıl büyük adam olucan, daha kendi meselemi halledememişim ben.'' Oysa bu şarkı, belki ''Gözyaşlarımız Bitti mi Sandın?''ı söylerler diye her yaz MFÖ konserine giden, Bülent Ortaçgilin ''Sensiz Olmaz''ına -hele de Levent Yükselden olursa- bayılan, Travis albümlerinden asla vazgeçmeyen benim gibiler için bir maden... Kuzeni Zeynep Eylül Üçer ile 3 sene önce Pinhaniyi kuran 28 yaşındaki Sinan Kaynakçının sesi hem çocuk, hem olgun... Yazdığı şarkı sözleri ile müziğin uyumu ise... Ne bileyim pencere önünde zeytinyağı tenekesine ekilmiş sardunyalar gibi, ona saplanmış rüzgar gülü gibi, kızarmış ekmeğe sürülen tereyağı gibi, çokomel kağıtlarını tırnakla düzleştirip kitap arasında saklamak gibi... ''Görmezdim önümü görmezdim, okudum yıllarca hep okudum Okumaktan boynumu büktüm yoruldum (...) Kimin uğruna, ne uğruna? Sevmezdim okulu sevmezdim, okudum yıllarca hep okudum Okumaktan boynumu büktüm yoruldum Bilmezdim oyunu bilmezdim denedim her şekilde denedim Denemekle olmadı zaten yenildim Kimin uğruna, ne uğruna Herkes köşesini kapmış iyi ama ben nası büyük adam olucam Bir tek seni bana çok gördü dünya İyiler bu savaşı kaybetmiş peki ben nası büyük adam olucam Kötü olmak seni geri getirir mi acaba?'' Umutsuz havası, temposu ve de savaşı kaybetsek de iyi olan biziz vurgusuyla (züürt tesellisi!) dağıtan bir başucu şarkısı. Birkaç dize ve dört büyük soru. ''Kimin uğruna, ne uğruna?'' sorularının yanıtı dipsiz bir kuyu da; ''Kötü olmak seni geri getirir mi acaba?'' nasıl da güzide bir meraktır aslında. ''İnsan gibi davrandık süründürüldük'' hissinin, ''Değerinin ancak ayrıldığında bilinmesinin'', ''Aşkta da hayatta da iyiler erken ölür'' tezinin bir tercümesi gibidir, aslında bu bir ilişki klasiğidir, öyle önümüzde durmuştur da yıllarca sorulmamıştır sanki ''Pinhan'' gizli demek ''Pinhani'' ise gizliler... Ancak ben geç de keşfetsem pek gizli değiller; Peki... Peki, ben nası büyük adam olucam?
en sevdigi reçel:çilek reçeli en sevdigi eşyası:koltugu en sevdigi ders:tarih en sevdigi tv programı:good night and good luck en sevdigi hayvan:bütün hayvanları kucaklıyorum en sevdigi şehir:yaşadıgı şehir istanbul en sevdigi tatil yeri:bodrum gümüşlük en sevdigi içecek:portakal suyu yılın en sevdigi günü:boş günleri en sevdigi hava durumu:hepsi en sevdigi yiyecek:sandviç yagmurlu günde yapmayı sevdiigi şey:yagmura bakmak en sevdigi giysisi:gri atleti