Kara Yazılan Hüzünlü Veda ( diskalifiye edilen metin )
2 posters
Yazar
Mesaj
perdidaisla. Administrator
Mesaj Sayısı : 1229 Yaş : 29 Nerden : Barcelona Lakap : Brisha Kişisel İleti : Orlando Bloom.
Ruh Hali : Takım : İşletim Sistemi : Kayıt tarihi : 05/08/08
Konu: Geri: Kara Yazılan Hüzünlü Veda ( diskalifiye edilen metin ) Perş. 26 Kas. 2009, 19:39
konu kilit bu yazı sana ait değil sana ait olmayan bir şiiri yarışmaya koyamazsın
Rock_My_Life
Konu: Kara Yazılan Hüzünlü Veda ( diskalifiye edilen metin ) Perş. 26 Kas. 2009, 12:34
Bir sonbahar günüydü gittiğinde benden… Kış henüz sığınacak bir kapı bulamamışken, usul usul beyaz karlarla giriyor odama bir mülteci edasıyla… Rüzgâr gittiğinden bihaber, hala sessiz kahkahalar bırakıyor gecenin karanlığına… Oysa sen gitmiştin… Öyle bir gidiş ki, ardında bıraktığın boşluğun içimde yarattığı o eşsiz fırtınalarda sürüklendim yıllarca…
Başı dik, gururlu bir adam gibi yürüyemedim bu kentte senden sonra… Kaybedilmiş ağır savaşlar sonrası yaşanan ezikliği taşıdım içimde… Koca bir ömrü feda edecek aşklarım da olmadı… Yitik bir hayattı payıma düşen bu yalnızlıkta…
Söylediğin son sözler geliyordu aklıma… Geri dönüşü olmayan bir yola girmiş gibi ezikti yüreğim… Önüm uçurum, arkam vazgeçişti, kabullenmekti ölümü… Sana ‘Beni hiçbir zaman sevmeyecek misin? Dedim… Sense başka bir şehrin başka bir mevsiminde üzerime ölümler yağdırarak oynadın sana yakışan son sahnesini…
-Üzgünüm, Elveda…!
İşte zamanın durduğu an…
Sonra çaresizlik kapladı bütün vücudumu… Ellerim dilsiz kaldı bu hüzne… Yığılıp kaldım dizlerimin üstüne, nefessiz kaldım saatlerce… Yüreğim nasıl dayanabiliyordu ki bu acıya? Nasıl devam edebiliyordu yaşamaya?
Hüzne boyanmış bütün siyahlarımı gömdüm yüreğime her sonbaharda filizlenip karalar bağlamak için… Gece ve yokluğun vardı artık acısıyla odamı aydınlatıp, gözyaşlarıma tanık olan… Kalemim bir alfabenin unutkanlığını yaşıyormuşçasına yazamaz oldu sensizliği…
Yaşamayı anlamsız kılan bir gecenin soğuğunda ağladım sabaha kadar… Gelmesin artık baharlar… Güneş…! Doğma gidenden kalan izlerin üstüne, karanlığa bırak yerini ki düşlerimdeki o salıncaktan düşmeyeyim sonsuza kadar… Beklediğim son trende ayrıldı istasyondan… Yetişemem artık ölüme…
Geç kalmış bir intiharın gölgesine sığınırken ruhum, sana koşarken ayağıma saplanan çakıl taşlarıyla, kan revan içindeki bedenimle dindirdim sancımı… Kayıp bir kentin yitik çocuğu gibi seslendim sana hiç duymadığın çığlıklarımla… Oysa sen çizdiğin yolda ilerlerdin hep… Ezip geçtim bu bedeni ayaklarınla yüreğime basa basa…
Sen gitsen de, silsen de beni bir kalemde, vazgeçsen de hayallerimi süslemekten ben hep seveceğim seni ‘ Kürt Kızı’… Günün her saati intiharlar yaşatsa da bu gidişin, sakallarımdan süzülüp giden gözyaşlarımda boğulsam da ben vazgeçmeyeceğim…
Yollarına hep uçurumlar, aşılmaz dağlar koydun… Daha ilk durağa kavuşmadan parçalanıyordum kayalıklarında… Bakıyordum ardından sessizce… Sen yine uzaklaşıp benden çekiliyordun o erişilmez kuytularına… Gitmemi bekliyordun… Öyle ki bir ‘Git’ eksikti her biri bin intihara denk sözlerinde…
Yıllar sonra sen başka bir şehirde, başka bir adama dünyaları feda edebileceğim o gülüşlerinle bakarken, bir hazanın acımasız kollarına bıraktığın ben hiç büyümemiş bir çocuk gibi küseceğim hayata… Her sonbaharda öleceğim binlerce kez… Aklımda kalan birkaç anınla edeceğim sabahı… Hep sigaramla paylaşacağım yalnızlığımı… Beyin ölümü gerçekleşmiş bir hastanın çaresizliğiyle bekleyeceğim ölümü… Yakın zamanda çekilir artık fişim, gerçekleşir bu ötanazi…
Kara Yazılan Hüzünlü Veda ( diskalifiye edilen metin )