Benim değil. Biz Masonların düşüncelerine göre eskiden Pasifik Okyanusunda bulunan Mu Kıtası'nın insanları bizden çok daha gelişmişl olan dünyadaki ilk uygarlıktı. Bir doğa olayı yüzünden bu kıta batmış, felaketten kurtulanlar Çin, Orta Asya, Tibet, Hindistan ve Atlantis'e giderek bu uygarlıkların kökenini oluşturmuşlardır. Piri Reis'in 1513'de çizdiği haritasında 1818'de keşfedilen Antartika kıtasının bulunması hayret vericidir. Piri Reis bu haritayı eski bir resime bakarak yaptığını söylemiştir. Üstelik bu haritada kıtanın buzlanmadan evvelki hali çizilidir. Haritada ayrıca Atlantik'in ortasında şimdi olmayan bir ada bulunur. Bu adanın Atlantis olduğunu düşünüyorum.. Platon hikâyesinde Atlantis Kıta'sının Cebelitarık Boğazıyla karşı kıtanın yani Amerika'nın ortasında olduğundan söz eder. Yani Amerika'nın keşfinden 2000 sene evvel Platon döneminde kıtanın varlığı biliniyordu. Platon ayrıca Atlantis'te çok gelişmiş bir ulusun yaşadığından bahseder. Bu ulus Avrupa'ya ve Mısır'a gelmiş, burada yaşayan halkları az gelişmiş bulduğu için geri gitmişti. Gelişmiş bir teknolojiyle yaptıkları gemileriyle Amerika'ya ve Asya'ya istedikleri zaman gidebiliyorlardı. Atlantis'in de bir doğa felaketiyle yok olduğu sanılıyor. Bizler bu felaketten kaçabilenlerin Mısır, Mezopotamya ve Amerika'ya giderek buradaki uygarlıkları başlatmış olduklarına inanıyoruz.
"İlginç olan, bu ikinci dönem uygarlıkları birdenbire ortaya çıkmışlardır. Mısır ve Sümer uygarlıklarının başlangıcını gösteren hiçbir iz bulunmamıştır. Bu da onların çok daha önce var olan, ama bir doğa felaketi sonucunda yok olan uygarlıkların devamı olduklarını gösteriyor. Günümüzde üç ya da dört milyon yıl öncesine ait ayak izleri ve insan kemikleri bulunmuştur. Hint efsanelerinde anlatımları uçan taşıtlar ve denizaltılara benzeyen ifadeler vardır.
Mısır'da Apidos Tapınağı'ndaki tabletlerde helikopter ve uçaklara benzeyen şekiller yapılmıştır. Sümer ve Hint tabletlerinde gökyüzünde uçan ve ateş saçan yaratık tasvirleri bir zamanlar bizden daha ileri bir teknolojiye sahip uygarlıklar olabileceğini gösteriyor."
"Bu uygarlıkların sahip oldukları bilgilerin büyük kısmı Romalılar ve Kilise tarafından yok edildi. Önce İznik Konsülü toplantısıyla, daha sonra diğer diğer kütüphanelerle birlikte İskenderiye Kütüphanesi'nin yıkılmasıyla, yakılmasıyla. Ama büyük bir şans eseri her şeyi yok edememişlerdi. Gizlice kurulan örgütlerce saklanan ve yapılan arkeolojik bulgular vasıtasıyla ortaya çıkarılan belgelerle bu saklı bilgiler günümüze kadar gelmişlerdir. Sen de artık yavaş yavaş bu bilgileri öğrenerek "Aydınlanmış İnsanlar" sınıfına katılıyorsun..."
Şeref Mercan'ın İlluminati isimli kitabından alıntıdır.