Onlar yalnızca müzik yapmak için yaşayan dört yetenekli adam. Bu yüzden kalplerinden geldiği gibi çalıyor ve daha önemlisi sürekli çalışıyorlar. Haliyle, ortaya çıkan işler yalnız “kulağınıza” değil, kalbinize de “kaçıyor”… Çilekeş, üç sene önce derinden gelip şöyle bir salladı, Türkçe rock müziği. Y.O.K, efsane piyasa kurallarını ters yüz edip grubun hayranlarının da her geçen gün artmasına neden oldu. Ve işte o hayranlar, Billboard Türkiye’yi çıktığı günden beri adeta mail yağmuruna tutuyor, Çilekeş’le ilgili yeni haberler edinebilmek için. Biz de bir dedektif gibi iz sürüp yeni albüm için stüdyoya girdikleri günden itibaren grubu takibe aldık. Albümün tamamlanma aşamasına geldiği haberini alınca da yeni şarkıları dinlemek için grubun menajeri Tolga Avcil’ı birazcık! sıkıştırdık. Sonunda da amacımıza ulaşıp Avcil’in iPod’undan şarkıları dinleme şansı bulduk.
Özetle şöyle diyebiliriz; Çilekeş, adı “Kulağa Kaçan” olması beklenen yeni albümünde yine gümbür gümbür çalıyor, solist Görkem Karabudak’ın vokali kulakları delip geçiyor... Şarkıları dinledikten sonra bu kez grubun peşine düştük ve onları kısa bir mola vermeye ikna ettik.
Röportaj: Sebla KOÇAN
Fotoğraflar: Dinçer DİNÇ
(Billboard Türkiye- )
İkinci albümünüzün demolarını dinlediğimizde epey şaşırdık. Yedi şarkıdan oluşan mini bir albüm ve altı-yedi dakikadan oluşan uzun şarkılar… Bu albümle dinleyici kitlenizi şaşırtacağınızı düşünüyor musunuz?
Ali Güçlü Şimşek: Sürekli her sene bir albüm çıkartıyor değiliz, sanırım kimse bizden yaptığımızın aynısını beklemeyecektir. Doğal bir değişim de var bizim için. Elimizde şu an “Hadi ya, bu da mı Çilekeş?” diyeceğin şeyler var, zaten biz de değişime köprü kurmaya çalışıyoruz bu albümle.
Bunun bir risk olduğunu düşünmüyor musunuz?
Ali Güçlü: Kasım’da gelecek bir sonraki albümü dinlediğinizde inanamayacaksınız, o zaman...
Neden? Klasik albüm formatını hiç mi uygulamadınız?
Ali Güçlü: Kurallara uymayı pek beceremiyoruz.
Görkem Karabudak: Uzun sürmesi gerekiyor muydu? Hayır. Çaldık ve sonuçta bunlar çıktı. Kaygısız bir albüm bizim için bu…
Yine de ilk dinleyişte şarkılarınızın ağırlıklı olarak sosyal içerikli olduğunu gördük. Sizce dinleyici kitlenizin yaş aralığı yükselecek mi?
Ali Güçlü: Rock patlaması, morların (mor ve ötesi) albümü ile başladı (Dünya Yalan Söylüyor, 2004). Bir anlamda dinleyicinin yaş ortalamasının düşük olması garip değildi, bizim için. Şimdi önemli olan dinleyicimizin bizi hâlâ dinlemek isteyip istememeleri. Ama doğal olarak, biz de büyüyoruz. Artık lisede değiliz, ilk albümü yaptığımız kafada da değiliz.
Aslında bunu ilk albümünüzde birçok şarkı sözünde anlayabiliyorduk, “Kürar”da mesela...
Ali Güçlü: Hayatlarımızın kalabalığı ve hızı değişti. Üç seneden fazla oldu, İstanbul’da yaşıyoruz. İlk albümde oluşan bestelerin en az yarısı Ankara’da lise hayatımızda, ailelerimizle yaşadığımız dönemlerde oluşmuştu. O dönem belki anlatacak en önemli şey oydu. Şu an çok daha fazla dertle uğraşıyoruz. Sanırım İstanbul’un agresifliği bizi çok etkiledi.
Soundunuz da şehir kadar agresifleşti mi peki?
Ali Güçlü: Aksine, özellikle Kasım’da çıkacak albümdeki İstanbul’la ilgili şarkılarda bunu anlattık: Sakinliği. Müzik bizim için kalabalık içindeki sakinliği temsil ediyor; bağımsız, diğer her şeyden ayrı bir biçimde saf kalıyor…
Görkem: Ancak bu kez şarkılarımız fon müziği olmayacak. Çünkü bizim müziğimiz adı konulması gereken bir tür değil…
Bir Billboard Alıntısı.