RockTurk
Sadece 30 saniyeni harcayarak aramıza katılmak için 'Kaydol'a tıkla.

RT Yönetimi ~
RockTurk
Sadece 30 saniyeni harcayarak aramıza katılmak için 'Kaydol'a tıkla.

RT Yönetimi ~
RockTurk
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

RockTurk

Sadece Rock severlerin değil tüm Müzik severlerin buluşma noktası.
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  Başvuru FormuBaşvuru Formu  

 

 Overkill Röportajı

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
_freyja_
Süper Mod.
Süper Mod.
_freyja_


Kadın
Mesaj Sayısı : 1003
Yaş : 32
Kişisel İleti : sonsz bir eLvda mLodisi qibiym
sessiz we qizémLi **
Ruh Hali : Overkill Röportajı Huysuz10
Kayıt tarihi : 03/10/08

Overkill Röportajı Empty
MesajKonu: Overkill Röportajı   Overkill Röportajı EmptyPtsi 06 Tem. 2009, 07:26

Bu adam ilk bestelerini yaparken ben beş yaşımdaydım. Onların farkına vardığımda ise On Dört. Profesyonel kariyerlerinde çeyrek yüzyılı devirmek üzere olan, uluslararası üne sahip bir Metal grubunun kurucu üyesiyle konuşmak yeterince heyecan verici, üzerine bu bir de çocukluk kahramanlarınızdan biri olunca, daha da önem kazanıyor. Neyse ki Overkill solisti Bobby 'Blitz' Ellsworth, nezaketi ve mütevaziliğiyle röportajı hemen sohbet havasına çekiyor ve yepyeni albüm 'Immortalis'ten konuşmaya geçiyoruz.

"Immortalis"in yazım sürecinden, daha doğrusu Overkill'in şarkı yazma metodlarından başlıyoruz: "Overkill'in bir projesinde şarkı yazma süreci riffle başlar, şarkının temeliyle. Bu tabii ki tüm üyelerin katıldığı bir aşama değil. Diğerleri şarkı ilerlerken katkıda bulunacaklardır ama genelde bu konumda işi D.D. (Verni - bas gitarist, grubun halen kadroda olan diğer kurucu üyesi) götürür. Sonra ben şarkılara vokal eklemeye başlarım. Genelde sözler olmadan, fonetiklerle, kelimeler olmadan. Ve önce, bu fonetiklerin davullara uymasına çalışırım. Çünkü, benim görüşümce, şarkıyı ritmik olarak yazmak, mesela ritmik olmayan bir riff ile vokal partisyonunu birleştirmeye çalışmaktan daha önemlidir. O vokal partisyonu da genelde ritmin karşısında melodiye dönüşür. Ve şarkı geliştikce hepimiz üzerimize düşeni yaparız: diyelim ki, vidaları sıkar, bakımı yapar, motorun çalışmaya hazır olduğuna emin oluruz."
"Immortalis"in ilk baskıları bir de canlı bonus DVD içerecek. Grubun bu yaz Almanya'da, Wacken Festivali'nde verdiği konser, 16 kamera eşliğinde ölümsüzleştirilmiş. Bunlardan biri de Bobby'nin elinde olduğundan ortaya çok ilginç bir kayıt çıkmış olabilir. Bobby bunun hayranlarına bir hediye olduğunu söyledikten sonra, ben daha bir şey söylemeden, albümü İnternet'ten download edeceklerin fikrini değiştirebilecek, ürünü daha değerli kılacak bir fikir olarak düşündüklerini söyleyerek, açıksözlülüğüyle takdirimi kazanıyor. Onlar da artık hemen her müzisyen gibi parayı turnelerden kazanıyorlar. Overkill albüm satışlarının İnternet öncesi ve sonrası ne kadar oynadığını sorduğumda %40 ila %50 arası cevabını alıyorum. Yakın gelecekte albüm yayınlamanın bir nevi kartvizit olacağı, sektörün tamamının canlı performans ve partilere yöneleceğini öngörmekteydim, bu dinlediklerim de tezimi doğruluyor.
İlk Overkill albümü "Feel The Fire" grupla aynı adı taşıyan bir şarkı ile bitiyordu. İkincisi de 'Overkill 2' ile. Bu zincir uzun süredir kopuktu ama "Immortalis"in sonunda da karşımıza 'Overkill 5' çıkıyor. Acaba bunların beşini arka arkaya canlı çalmayı ve kaydetmeyi düşünürler mi? "Bunu yapacağımızı sanmıyorum çünkü konser akıcı olmalı. Kendimizi beş şarkıya kilitlersek bundan bir kişi hoşlansa da tüm konserin havasını değiştirecektir. Burada tek tip müzik çalınacak neredeyse yirmi beş dakikadan bahsediyoruz." Manowar'ın Türkçesi olsa da şu yukarıdaki satırları okusa. "Eğer bizi seven birine bak burada üç gün boyunca çalacaklar, bütün albümleri, bütün şarkıları çalacaklar derseniz, ne güzel diyecektir ama aslında bu güzel bir şey olmaz. Gerçekten iyi bir konser vermenin sırrı bütün gücünüzle yüklenmek, hızlı hareket etmek, öyle ki, sanki olduğundan kısaymış gibi hissettirmektir. İşte o zaman insanlar sizi bir kere daha görmek isterler. Bizim felsefemiz budur: sert çal, hızlı çal, defol git". Estağfurullah, güle güle gidin diyeceğim ama anlamayacağından yeni albümden hangi şarkıların turnede çalınacağını soruyorum. 'Devils In The Mist', 'Skull&Bones', 'What It Takes' ve 'Walk Through Fire' bu seneki sette yerini alacak tazeler. Peki biz müşerref olabilecek miyiz acaba kendileriyle? Türkiye'den bu turne için hiç teklif geldi mi? Maalesef henüz değil. İstanbul'a her gelişlerinin güzel bir tecrübe olduğunu ve her zaman tekrarlamak istediklerini de belirtiyor bu arada.
Overkill iki gitaristli bir yapıda kurulmasına rağmen ilk albümünü gitarda sadece Bobby Gustafson olduğu halde kaydetti ve bu grubun altın yılları kabul edilen ilk dört albüm boyunca böyle sürdü. Gustafson sonrasında da hep iki gitarla devam ettiler. Overkill'i dört kişiyken tanımış hayranlarından biri olarak bunun sebebini soruyorum: Gustafson'un tercihi miydi yoksa grupça alınmış bir karar mıydı? "Dörtlü kadro olacak diye alınmış bir karar yoktu, sadece dört kişiyle işliyordu, hepsi bu. Bobby gruptayken de ikinci bir solo gitarist almayı hep düşündük ama ilk dört albüm boyunca her şey yolundaydı ve öyle kalmasına karar vermiştik. Bobby gittikten sora iki gitaristle devam etmenin ardında şöyle bir mantık vardı, şimdi üretilecek yeni materyalin eskisiyle kıyaslanmaması gerekiyor, çünkü artık yeni bir grubuz. Fazladan bir üyemiz var ve Overkill artık yeni bir Overkill."

ELEŞTİRİLER

Grubun hayranlarının baştacı ettiği "The Years Of Decay" veya "Under The Influence" albümleri zaman zaman çok sert eleştiriler almıştır, halen yeni bir Overkill albümü çıktığında Metal medyası ikiye bölünür, çok severler ve ya nefret ederler. Eleştirilerden ne kadar etkileniyorlar? "Grubun beğenilmemesi benim açımdan ne motivasyon düşürücüdür ne de motive edici. Uzun zaman önce öğrendim ki kendi dünyamın dışında olup bitenlere kafayı takarsam bu sadece yıpratıcı olacaktır. İyi bir eleştiriyle de kıçımı silebilirim, kötüsüyle de. Benim için aynı değerdeler. Tek bir sesin ne dediğini dinlemek bir dünya dolusu diğerini yadsımak olacaktır. İyi veya kötü eleştiri beni etkilemez. Önce benim kendi yaptığım işten memnun olmam lazım, memnun olmasam yapmazdım zaten. Yirmi iki yıldır da bu işi yapıyorum madem, bence felsefem doğru".

İLK THRASH GRUBU ONLAR MI?

Overkill ilk albümünü 1985 yılında yayınlamış olsa da, kendi şarkılarını yazmaya 1981 yılında başladı. Peki ilk Thrash grubu aslında onlar mı oluyor bu durumda? Yerinde olsa bunu iddia edecek olanlar da vardır ama Bobby tüm mütevaziliğiyle 1982'de Metallica'nın 'Metal Up Your Ass' demosunun ortada gezinmekte olduğunu ve ona göre ilk Thrash kaydının o olduğunu söylüyor. İlk olmak onun için bir şey ifade etmiyor, bu altı üstü egoyla ilgili bir şey: "Overkill benim önümde bir yol açtı ve ben bu yolun getirdikleriyle, yolculuğun kendisiyle ilgiliyim, kim neyi ilk yapmış önemli değil". Ben bu soruyu sorana dek bunu düşünmemiş dahi. "Kendimi Thrash kültürü dahilinde nerede durduğumu belirleyecek bir sıralamaya koymak istemiyorum. Overkill'i böyle bir sıralamaya sokmayı da reddederim. Overkill, Overkill'dir. Biz her zaman diğerlerinden birazcık daha farklı olmayı seçtik ve bizi devam etmemiz için motive eden şeylerden biri de budur. Soru ilginç bir soruydu ama cevabı daha ilginç oldu bence, çünkü gerçekten niye yaptıklarımı ölçüp biçip ne için ne kadar saygı görmem gerektiğine kafamı yorayım ki? Ben yolculuğumun tadını çıkarıyorum, neden onu berbat edeyim?"

PERFORMANSLARI EFSANE

Overkill, eğer Türkiye'de verdikleri 4 konserden birine gidebilmişseniz biliyorsunuz ki, sahne performansı denince %100 sağlam bir ekip, kadro değişse de bu durum değişmiyor. "Overkill sahnede bu kadar enerjik müzik çalarken gülümseyen ender gruplardan biridir bunu söylüyorum çünkü yaptığımız işten zevk alıyoruz. Size çalmıyoruz, Sizin için çalıyoruz. Arada büyük fark var. Sizin için çalıyorsam aynı zamanda kendim için de çalıyorum demektir. Diyelim İstanbul'da bir konserdeyim, sahnedeyken bize bakarken huzurla gülümseyen birini yakalarsam bu benim için gecenin en zevkli anı. Bence bu Overkill'i ayrı bir yere koyan özelliklerden."

METALCORE MU THRASH Mİ?

Geliyoruz Metalcore meselesine. Eski Thrashçi fanların bir bölümü artık Overkill'i bir Metalcore grubu olarak görüyorlar ve bu yüzden grubu takip etmeyi bıraktılar. Ben bu görüşte değilim. Overkill'in Thrash, Punk, Hardcore ve Klasik Metal'den etkilenmiş kendine has bir tınısı olduğuna inanıyorum. Zaman geçtikçe bu yapı doğal olarak değişime uğrasa da işin özü her zaman Overkill. Bakalım sorunun muhatabı ne düşünüyor; siz bir Metalcore grubunda mısınız sayın Ellsworth? "Böyle düşünmüyorum. Bence Overkill hep bir evrim içinde oldu. 'Feel the Fire' ve ardından 'Immortalis'i veya 'Relix'i dinlerseniz bu evrim barizdir. Her albümde küçük değişiklikler olmuştur ve albümler arttıkça bu değişim kendini daha çok gösterir ama bizi biz yapan, nereden geldiğimizi belli eden etkenler hep oradadır" diyerek bu gereksiz soruya gereken cevabı veriyor. "Siz seksenlerin en iyi dönem olduğunu düşünüyorsanız, bu sizin saygı duyduğum görüşünüz ama galiba bazı insanlar geçmişten kopamıyorlar, anılarda yaşıyorlar. Bize gelince, 2007 yılında yaşayan beş birey olarak geçmişi bir dereceye dek terkedebiliriz ama unutmayız. Bence biz hala bir Thrash grubu, bir Metal grubuyuz ama senin sorunu da anlıyorum ve müziğin içinde bir Metalcore etkisi olduğunu da kabul ediyorum; bu sayede işi kendimiz için ilginç tutuyoruz."
Son olarak, Metal'in tarihini bizzat yaşamış bir insan karşımdayken geleceği nasıl gördüğünü soruyorum ona. hem olumlu, hem de olumsuz görüşleri var. Amerika'da durumu çok iyi görüyor. Trivium, Lamb Of God, Shadows Fall gibi grupları köklerine çok saygılı buluyor. Overkill'in Lamb of God'ı etkilemiş olmasından ve arkadaş olmalarından gurur duyuyor örneğin. Avrupa'da ise çok fazla grup olduğundan dolayı iyi örneklerin kötüler arasında kaybolduğu, kurunun yanında yaşın da yandığı görüşünde. "Bir dergi açıyorum bakıyorum o ay 100 tane albüm çıkmış. Eminim ki burada kalabalıkta kaybolacak, görülmeye değer ama farkedilmeyecek 10 grup var ama heba olacaklar". Amerika'yı bu konuda daha seçici buluyor.
Bana kısa konuşmuşuz gibi gelmişti ama teybi çözerken içeriğin zenginliğinin farkına vardım. Bir önceki gece yazdığım "Immortalis" kritiği ile ilgili görüşüm değişmedi, notunu da değiştirmedim ama bu telefon konuşması benim Overkill'e dair "gönül notumu" bir kaç basamak yukarı fırlattı. Ümit edelim ki bir cengaver firma çıksın da bu kışı Overkill'siz geçirmeyelim, ümit edeyim ki bu röportajı yüzyüze tekrarlayabilelim...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Overkill Röportajı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
RockTurk :: RockTurk | Müzik Dünyası :: Rock :: Röportaj-
Buraya geçin: