Pentagram'ın temelleri, Hakan Utangaç, Cenk Ünnü ve Kenan Bozoğlu
tarafından 1984 yılında Bursa'da kurulan Thunders' adlı lise grubu ile
atılmıştır. 1986 yılında Kenan Bozoğlu'nun ayrılmasının ardından Cenk
Ünnü ve Hakan Utangaç Pentagram adı ile çalışmalarına devam
etmişlerdir.
Pentagram'ın temellerinin atıldığı bu dönemde, Hakan
Utangaç gitar ve vokal, Cenk Ünnü davul ve Kaan adlı bir arkadaşları da
bir süre bas gitar çalmıştır.
1987 yılında bas gitarda Tarkan
Gözübüyük ve solo gitarda Ümit Yılbar'ın katılımıyla Pentagram grubunun
ana kadrosu şekillenmiştir.
Grup, ilk ciddi sahne deneyimini
İstanbul Bağcılar'da bir düğün salonunda yaşadı. Buradaki konserde
yaklaşık 200 kişilik bir izleyici grubuna seslenildi. Sahneyi,
vokalistliğini Gökhan Semiz'in (Grup Vitamin vokalisti) üstlendiği
AC/DC tarzında müzik yapan bir grupla paylaşmışlardı. Pentagram'ın bu
konserde 5 tane şarkı çalması planlanmıştı. Ancak, henüz beşinci
şarkıya gelinmeden masalar, sandalyeler kırıldı. Türkiye ilk kez Thrash
Speed Metal müzikle tanışıyordu. Bu coşku içinde düğün salonunda
kırılmadık masa, sandalye vs. kalmadı. Konser bittikten sonra Pentagram
üyeleri, düğün salonundaki hasardan dolayı oluşan zararı da karşılamak
zorunda kaldılar. Daha sonra Moda Sinemasında bir konser daha verir
grup. Şimdi de kulanılan pentagram logosu bu konserin afişi için Hakan
Utangaç tarafından elle çizilmişir. Bu konser sonrasında oluşan hasarı
yine Pentagram ve konserde bulunan diğer gruplar üstlenir ve sinema bir
ay sürecek tadilat dönemine girer. Kimileri Cenk'in davulunun rehin
bırakıldığını bile söylemektedir. Bu konser daha sonra "Efsane Moda
Konseri" olarak hafızalara kazınır.
"O yıllarda şimdiki kadar
rock - metal dinleyen insanlar çok çok azdı. Öyle 14 - 15 kişi bir
araya gelip beraber müzik dinlerdik, müzik yapmaya çalışırdık
genellikle. Bakırköy tayfası, Avcılar tayfası gibi kodlamalar vardı.
Üstümüze o zamana göre çok ters sayılacak şeyler giyerdik;
bilekliklerimizi kendimiz hazırlardık Mercan'dan piramitler alıp. Çok
laf yedik, tepki çektik. Öyle bir dönemdi, hatta kolsuz tişört giymenin
bile homoseksüellik sayıldığı yıllardı. Sonra Rambo çıktı da insanlar
alıştılar buna. 80'ler güzeldi ama Türkiye için zor yıllardı. Dünyada
da heavy metalin sıçrama yaptığı, enstrümanların kalitesinin arttığı
heavy metalin en güzel günlerini yaşadığı dönemlerdi. Türkiye'de, darbe
sonrası yasakların olduğu, insanlara yapılan baskıların getirmiş olduğu
stres ve zorlukları yaşadık bizler. Öyle bir nesil olarak yetiştik...
Murat İlkan
Murat İlkan
İlk
konserimizi Bağcılar'da verdik bir düğün salonunda. O zamanlar eski
Vitamin grubunun solisti Gökhan vardı (Allah rahmet eylesin, trafik
kazasında öldü.) İşte, onun vokal yaptığı şu an ismini hatırlayamadığım
AC/DC tarzında Türkçe sözlü müzik yapan bir gruba konuk olduk. 5 parça
çalıp inecektik ama biz daha 5. parçaya gelemeden birden her şey
yıkıldı salonda. Sandalyeler, masalar, her şey kırıldı. Türkiye'de
verilen ilk speed metal konseriydi ve yaklaşık 150 - 200 kişi koskoca
düğün salonunu yıkmıştı. Daha sonra düğün salonun sahibi geldi "ne
oluyor" filan dedi. Yine biz ödemek zorunda kaldık kırılanların
masraflarını..."
Bu dönemde, Pentagram, ilk albümlerini
çıkarmak için çalışmalara başlamıştı. Açık Hava Tiyatrosu'nda
verdikleri konser sonrası, solo gitarist Ümit Yılbar grupla yollarını
ayırdı. Yeni bir solo gitarist arayışına giren grup, Ümit Yılbar'dan
boşalan yere, solo tekniği çok gelişmiş olan Murat Net'i getirdi. Kadro
tamamlandıktan sonra, albüm kayıtlarına başladılar. Albümün kayıt
aşaması yaklaşık 10 ay sürdü. 1990 yılında, NEPA Müzik etiketiyle
Pentagram albümü müzik piyasasındaki yerini aldı. Grup, yurtdışında da
adından söz ettirebilmeyi hedefliyordu; bu nedenle albümdeki şarkıların
tamamı İngilizce sözlüydü. Albümün kapak tasarımı ise yarışma sonucu
belirlenmişti. Yarışmaya katılan 120 adet kapak resminin arasından,
Tunç Örer isimli katılımcının eseri olan bir suluboya çalışma, kapak
resmi olarak seçilmişti. Albümde; Intro (Wreck), Rotten Dogs,
Mephistopheles, Metal Not Dead, Los Magandos, Asharoth, Bloody
Gilliotine, Powerstage, Dimensions Of Death, Pentagram ve Deceptive
Bells şarkıları yer alıyordu. Özellikle, Rotten Dogs ve Powerstage
şarkıları hit oldu. Powerstage şarkısı, Pentagram severlere ithaf
edilmişti ve kurulan hayran kulübüne "Powerstage" adı verilmişti. Albüm
satışları çok iyi gitmeye başladı. İlk olarak 5.000 adet basılan albüme
olan yoğun talepten dolayı albümün ikinci basımı da yapıldı. Yaklaşık
30.000 adet satan albüm, metal müzik tarzında bir rekora imza atmıştı.
Grup,
bu ilk albümle birlikte birçok konsere çıktı. Bu konserler de çok
başarılı geçiyordu. Konser kayıtlarından oluşan bir albüm çıkarma fikri
oluştu ve çok geçmeden bu fikir, meyvesini de verdi. Konser
kayıtlarından oluşan "Live At The Trail" albümü yayınlandı. Bu albümde,
vokalistliğe Bartu Topbaş ve solo gitardan ayrılan Murat Net'in yerine
de, yine bu işte ustalaşmış bir isim olan Demir Demirkan'ın geldiğini
görüyoruz. Albüm kapağında, Pentagram logosunun altında dikenli teller
ve Mosh işareti yapan Pentagram severlerin resmi vardı. Bu albümde ise;
Trail Blazer (enstrümantal), Rotten Dogs, Peace Sells (Megadeth
cover'ı), Mephistopheles, Brain On The Wall (Los Magandos isimli
şarkının devamı niteliğinde), Rotten Dogs (Kolombiya'da bir rock
programının yayınında Pentagram anlatılıyor ve sonrasında Rotten Dogs
çalıyor), Anarchy in the UK (Sex Pistols cover'ı), Powerstage şarkıları
yer alıyordu.
Pentagram, birçok konser verdikten sonra, 1992
yılında Nuclear Blast firması etiketiyle Trail Blazer albümüyle müzik
piyasasındaki yerini aldı. Grup, bu albümün hazırlıklarına başlamadan
tekrar kadro değişikliğine gitti ve İsveç'e giden Bartu'nun yerine
vokalist olarak Ogün Sanlısoy getirildi. İlk albümde olduğu gibi, bu
albümde de şarkıların hepsi İngilizce sözlüydü. Bu albümle birlikte
grup kendi stillerini müzik piyasasına iyice benimsetmeye başlamıştı.
Albümün kapak tasarımı bu sefer daha sadeydi. Tasarımda sadece
alışılmış Pentagram logosu ve albüm ismi yer alıyordu. Albümde; Secret
Misile, Living On Lies, Trail Blazer (enstrümantal), Vita Es Morte, Fly
Forever, Time Bomb, Over The Line, The Planet, Brain On The Wall, No
One Wins The Fight, Vita Es Morte (Live) ve Powerstage (Live) şarkıları
yer alıyordu. Bu albümde işlenen genel tema, anti-militarizm; dünyadaki
kötü gidişe ve savaşlara karşı isyan etme fikriydi. Yeni albümle
birlikte yine birçok konsere çıktılar.
1995 yılında Demir
Demirkan gruptan ayrılarak ABD'ye gitti. Sonrasında ise vokalistliği
yürüten Ogün Sanlısoy, solo albüm çalışmaları yapmak istediği için
gruptan ayrıldı. Vokale Sawdust ve Cherooke gruplarında solistlik
yapmakta olan Murat İlkan getirildi. Bu sırada, 2 senelik bir ayrılığın
ardından Demir Demirkan gruba geri döndü.
Pentagram, yeni bir
albüm çıkartmak istiyordu ve bunun için Türkiye'de faaliyet gösteren
Raks Müzik firmasıyla iki adet albüm hazırlamak için anlaşma imzalandı.
Raks Müzik stüdyosunda albüm hazırlıklarına başlandı. Hazırlanan
albümün mix'lerini Charles Turkmen yaptı. Steve Smart isimli bir başka
yapımcı ise Avustralya'da albümün son hazırlıklarını tamamladı. 1997
yılına geldiklerinde, yeni albümleri olan "Anatolia" piyasaya sürüldü.
Albüm, 13 şarkıdan oluşuyordu ve grup, tarihinlerinde bir ilke imza
atarak bu albümde 3 tane Türkçe sözlü şarkıya yer vermişti. Uzun
süredir müzik piyasasının içinde olan grup, bu albümle satış rekorları
kırdı. Bu albümde, kendi metal sound'larının üzerinde Anadolu ezgileri
de göze çarpıyordu. Albümde; 1000 In The Eastland, Anatolia (İngilizce
versiyon), Dark Is The Sunlight, Gündüz Gece (Aşık Veysel cover), Stand
To Fall, Give Me Something To Kill The Pain, Welcome The End, Anatolia
(Türkçe versiyon), On The Run, Time (Enstrümantal), Behind The Veil,
Fall Of Hero ve Sonsuz şarkıları yer alıyordu. Bu albümle birlikte, ilk
kez Pentagram dinleyicisiyle tanışan Murat İlkan, başarılı vokaliyle
dikkat çekti ve kendini sevdirdi.
Albümün ardından grup,
çeşitli konserlere çıktı. Bu konserlerden en çok ses getireni olan
"Açık Hava Konseri"ni albüm haline getirdiler. 1999 yılında çıkan bu
canlı performans albümünün adı konserdeki coşkulu Pentagram
hayranlarının hep birlikte “Popçular Dışarı” diye ettikleri
tezahüratlardan alan "Popçular Dışarı" oldu. Bu albüm, Pentagram'ın
söylemiyle, Türkiye'de 4. bir kuvvet haline gelen "medya"ya ithaf
ediliyordu. Albümün kapağına da, bolluk ve bereketi simgeleyen "Bereket
Tanrısı" heykelinin bir resmi konulmuştu. Bu live albümde; Intro,
Before The Veil, Behind The Veil, Welcome The End, No One Wins The
Fight, G.S.T.K.P., Vita Es Morte, Gündüz Gece, Black Magic (Slayer
cover), Rotten Dogs, 999 (Enstrümantal), 1000 In The Eastland ve
Anatolia (Türkçe versiyon) şarkıları yer alıyordu.
Bu albüm
çıktıktan sonra, solo işler yapmak isteyen Demir Demirkan gruptan
ayrıldı. Demir Demirkan'ın ayrılmasıyla oluşan boşluğu, aynı zamanda
grubun gitar teknisyenliğini de yapmakta olan Onur Pamukçu doldurdu. Bu
kadroyla değişik konserlere çıkan grup, 1999 yılında Kemancı Rock
Bar'da konser vermeyi planlamıştı; fakat konsere birkaç gün kala
ülkemizin yaşadığı deprem felaketi nedeniyle konser iptal edildi. Bir
süre duraklama dönemine giren grup, yaşanan deprem nedeniyle ülkemize
gelen, içinde ABD Başkanı Bill Clinton ve birçok devlet başkanının
bulunduğu bir seyirci topluluğuna karşı 12 Kasım 1999'da Lütfü Kırdar
Kongre ve Sergi Sarayı'nda "Gündüz Gece" parçasını çalarak devlet
başkanlarını, tabir-i câizse coşturmuştu.
Ancak, o günlerde,
Pentagram adına olumlu sayılabilecek bu gelişmelerin yanı sıra, Türkiye
gündeminden kaynaklanan olumsuzluklar da yaşanmaktaydı. Yine o
dönemlerde, ülke gündemini işgal eden satanizm olaylarından,
"Pentagram" isminden ve toplumdaki önyargılardan dolayı en fazla
etkilenen ve haksız suçlamalara hedef olan da Pentagram grubu oldu.
Tam
da bu sıralarda EP çıkartmaya karar verildi. Askerlik görevlerini
tamamlayan grup elemanları, 2000 yılında Noise Record müzik şirketiyle
4 albümlük bir anlaşma imzaladı. Türkiye'de çıkacak olan albümleri için
ise Böcek Yapım'ı tercih ettiler. Grup, EP'yi çıkartmak için
hazırlıklara başladı. Çıkartacakları EP'yi albüme dönüştürme fikri
oluştu ve sonrasında ise 2 albüm çıkarmak istediler. Bu albümlerden
biri Türkçe sözlü, diğeri ise İngilizce sözlü olacaktı. Bu arada gruba,
Metin Türkcan katıldı. 2000 yılında prodüktör Charles Turkmen'le
birlikte albüm hazırlıklarına başlandı. Albümün kayıtları Yunanistan'da
bulunan Sierra Studios'ta yapılırken bir yandan da albüm, İstanbul'da
bulunan grubun kendi stüdyosunda son şeklini alıyordu. 2001 yılının
sonlarına doğru "Unspoken" isimli yeni albümleri müzik piyasasındaki
yerini aldı. Yurt dışına da gönderilecek olan bu albüm için, ilk
albümden bu yana, grubun adı olan Pentagram üzerinde de çeşitli
değişiklikler yapıldı. Çünkü, yurt dışında da aynı isimli bir grup
vardı ve bundan dolayı, bir karışıklığın oluşmasına meydan vermemek
için, önce grubun ismi "The Pentagram" olarak değiştirildi, ancak daha
sonra bu yeterli görülmeyip sadece yurtdışında kullanılmak üzere
"Mezarkabul" (mezarkabul kelimesinin anlamı, "bir imamın ölünün üzerine
attığı bir avuç toprak"tır.) adı seçildi. Bundan sonra, Türkiye'de
Pentagram, yurt dışında ise Mezarkabul adıyla yer anılacaklardı. Albüm;
We Come From Now Here, In Esir Like An Eagle, Unspoken, Lions In A
Cage, For The One Unchancing, Mezarkabul (Enstrümantal), Take My Time,
Pain, Puratu, This Too Will Pass ve For Those Who Died Alone
(Enstrümantal) şarkılarından oluşuyordu. 2002 yılında ise, daha önceden
karar verdikleri Türkçe sözlü albüm, Böcek Yapım ile "Bir" adı altında
albüm raflarındaki yerini aldı. Albümde; Tigris (Enstrümantal), Bir,
Şeytan Bunun Neresinde, Bu Alemi Gören Sensin (Aşık Veysel Cover),
Mezarkabul (Enstrümantal), Sır, Kam (enstrümantal), Ölümlü ve
F.T.W.D.A. (Enstrümantal) şarkıları yer alıyordu. Tamamen Türkçe sözlü
olan bu albümle birlikte grup yine bir ilke imza attı. Yeni albümle
birlikte çeşitli konserlere ve televizyon programlarına çıkan grup, bir
süre sonra derin bir sessizliğe girerek Pentagram hayranlarını üzdü.
Piyasada ve Pentagram severler arasında, "grup dağıldı" diye çeşitli
söylentiler yayılıyordu. Grup üyelerinin hiçbirinden net bir açıklama
da gelmediği için birçok hayran grubun dağıldığını düşünüyordu.
Grup
elemanları bu arada farklı işlerle yaşamlarını devam ettiriyorlardı.
Cenk Ünnü, kendisine ait olan Pena Müzik Evi'ni işletiyordu. Hakan
Utangaç, piyasadaki pek çok müzisyenin video klip yönetmenliğini
üstleniyor, grafik tasarımla ilgileniyor; diğer üç elemansa müzik
piyasasında kişisel çalışmalarıyla yollarına devam ediyorlardı. Tarkan
Gözübüyük, prodüktör olarak; Murat İlkan, Cem Köksal'a vokalist olarak
ve Metin Türkcan ise; hem Şebnem Ferah'ın, hem de Ogün Sanlısoy'un solo
gitaristliğini üstlenerek müzik piyasasındaydılar. Grup adına ise bir
gelişme göze çarpmıyor ve haddinden fazla uzun süren bu sessizlik,
Pentagram hayranlarını iyice üzüyordu.
2006 yılının sonlarına
doğru, Kasım ve Aralık aylarında verilmesi planlanan üç konser için,
Pentagram tekrar stüdyoya kapanarak provalara başladı. En şaşırtıcı
gelişme ise, eski bir Pentagram üyesi olan Demir Demirkan'ın yeniden
gruba dahil olması ve provalara da diğer üyelerle birlikte
katılmasıydı. Ama gruba tekrar döneceği düşünülen Demir Demirkan'ın
grupta kalmayacağı açıklandı.