Prof. Dr. M. Yücel AĞARGÜN
Analitik ve kritik düşünme; yaratılıştan bağışlanmış zihinsel
yeteneklerle aktif bir biçimde; gözlem, tecrübe, tefekkür, neden-sonuç
ilişkisi kurma işlevleri ve/veya iletişim yoluyla toplanmış ya da
edinilmiş bilgilerin entelektüel-bilimsel seviyede ve belli bir
disiplin içinde tanımlanması, değerlendirilmesi, kavramsallaştırılması,
analiz edilmesi, karşılaştırılması, sentezlenmesi, yorumlanması ve
uygulamaya geçilme aşamasına gelinmesi sürecidir. Analitik ve kritik
düşünme bir beceridir; bununla birlikte aynı zamanda bir tutumdur.
Düşüncenin insan varoluşunun en önemli boyutlarından birisi olduğu
gerçeğini yadsıyamayız. Yalın haliyle düşünce nedir? Tefekkür etmek,
bir sonuca varmak amacıyla incelemek, karşılaştırmak ve aradaki
ilgilerden yararlanarak düşünce üretmek, zihni yetiler oluşturmak,
muhakeme etmek, aklından geçirmek, göz önüne getirmek, zihniyle arayıp
bulmak, akıl etmek, ne olabileceğini önceden kestirmek, tasarlamak ve
bunlara benzer diğer ifadeler ya da kavramlar… Bu ifadelerin ya da
kavramların tümü düşünmeyi tanımlayabilir ancaksoyut bir kavram
olduğundanyine de tatmin edici bir izah bulabildiğimizi söylemek zordur.
Düşünce ya da düşünmek doğuştan beri var olan bir yetenek midir? Duyum
ve izlenimlerden ayrı olarak aklın bağımsız ve kendine özgü durumu,
karşılaştırmalar yapma, ayırma, birleştirme, bağlantıları ve biçimleri
kavrama yetisidir. Akıl, sahiplerine doğuştan bağışlanmış zihinsel
faaliyettir. İnsan zihninin yüksek işlevlerindendir.
Düşünme bir eylem ise düşünce bu eylemin bir sonucudur. Düşünce ve
düşünmenin birçok çeşidinden söz edebiliriz: İstem dışı düşünme,
istemli düşünme, istenmeyen düşünce, isteyerek düşünme, bilimsel
düşünme, mantıklı düşünme, mantık dışı düşünce, kuşkucu ya da paranoid
düşünce, somut düşünce, majik düşünce, otistik düşünce, kalıplaşmış
düşünce, hezeyan, vb düşüncenin patolojik olan ve olmayan örnekleri
arasında sayılabilir.
Muhakeme, irade, önsezi, sezgi, öngörü, yine kültürümüzde var olan
feraset, basiret, akıl, zihin, fehim gibi kavramlar da düşünme eylemi
ve düşünceyle yakın ilişkisi olan kavramlardır. Tahayyül etme, hayal
etme, zihinsel kurgulama, zihinsel tasarım, zihinde canlandırma da
ilişkili kavramlardır. Daha da ötesi, gözlerimiz açıkken farkında
olmadan aklımızdan geçen olay ve nesneler ya da bunların değişik
düzeydeki tasarımları; bilgisayar başındayken zihnimizde canlanan
olaylar; pencereden dışarı bakarken aklımızdan geçenler ya da
beklenmedik bir şekilde orayaburaya giden düşüncelerimiz düşünme ve
düşüncenin farklı şekillerini oluşturur. Gözlerimiz kapalıyken
-istemesek bile- aklımıza gelenler ya da aklımızdan geçenler… Bunlar
uyanıkken gördüğümüz düşler’ şeklinde yorumlanabilir. Son olarak,
uykumuzda zihnimizden geçenler; yani rüyalarımız… Rüyalarda da bilinç
var ve rüyalarda da düşünüyoruz. Rüyalar, birden fazla düşünce
zincirinin birbiri ardınca sıralanması mı acaba? Rüyalardaki
düşüncelerimiz bizim kontrolümüzde mi?
Düşünce süreci bir sorun ile karşılaşma, sorunun sınırlarını belirleme
ve netleştirme, muhtemel bir çözüm bulma, çözümü mantıksal olarak
uygulama ve sonuçları elde etme gibi aşamalardan oluşur.
Derinlemesine düşünme ise düşüncenin bir adım daha gelişmişidir.
Önyargılardan uzak olma, açık fikirli olma ve şüpheci olma aşamalarını
içerir.
Analitik ve kritik düşünce ise derinlemesine düşünceden de ileri bir
adımdır. Düşünceyi tanımlamanın güçlüğü analitik ve kritik düşünme için
de geçerlidir. Bu zorluğa rağmen şu tanımlama yol gösterici olabilir:
analitik ve kritik düşünme; yaratılıştan bağışlanmış zihinsel
yeteneklerle aktif bir biçimde; gözlem, tecrübe, tefekkür, neden-sonuç
ilişkisi kurma işlevleri ve/veya iletişim yoluyla toplanmış ya da
edinilmiş bilgilerin entelektüel-bilimsel seviyede ve belli bir
disiplin içinde tanımlanması, değerlendirilmesi, kavramsallaştırılması,
analiz edilmesi, karşılaştırılması, sentezlenmesi, yorumlanması ve
uygulamaya geçilme aşamasına gelinmesi sürecidir. Analitik ve kritik
düşünme bir beceridir; bununla birlikte aynı zamanda bir tutumdur.
Analitik ve kritik düşünme bireyin karar verirken akla uygun ve
derinlemesine düşün(ebil)me sürecidir. Zihnin bilişsel sorgulama
etkinliği, derinlemesine düşünme ve yeniden yapılandırma gibi bilişsel
pratikleri içerdiği göz önünde tutulursa analitik ve kritik düşünme
anlamlandırma ve problem çözme gibi iki temel yeteneği gerektirir. Bir
sorun ya da durumla karşılaşıldığında önümüzde iki seçenek vardır:
Birincisi, ne olursa olsun kabul etmek ve ikincisi de kişisel
kararımıza ulaşmak için biraz çaba sarf ederek sorular sormak. Analitik
ve kritik düşünme ikinci seçeneği hedefler. Buradan bakıldığında
analitik ve kritik düşünme doğru soruları sorabilmek demektir. Doğru
sorular sormanın faydası nedir? Kritik sorular bir dürtü sağlar ve
kritik düşünce için yol gösterir. Daha iyi seçenekler, kararlar ve
yargılar için bizi teşvik eder. Bir makaleyi okurken, bir konferansın
kalitesini sorgularken, bir tartışmayı şekillendirirken, bir vatandaş
olarak oy verirken, alışveriş yaparken doğru sorular sorabilmeli ve
kritik ve analitik düşünebilmeliyiz.
Analitik ve kritik düşünme bir bilişsel aktivitedir. Zihnin kullanımını
gerektirir. Dikkat, kategorizasyon, seçme ve muhakeme etme işlevlerinin
eşgüdüm içinde kullanılmasına bağlıdır. Bu tarafından bakıldığında
analitik ve kritik düşünme psikoloji ve psikiyatrinin yakın ilgi alanı
içinde yer almalıdır.