Yalan ve Yalan Şahitliği
Doğruluk, insanın en güzel sıfatlarındandır. Çünkü sözü ve üzü doğru olan
kimseyi Allah Teâlâ sever.
Doğruluk, Peygamberlerde bulunması gerekli sıfatlardan birisidir.
Allah Teâlâ Kur'an-ı Kerim'de Peygamberlerini, bu sıfata sahip olmaları ile
övmüştür.
Doğruluk, ahlâkın temeli ve bütün faziletlerin başıdır.
Doğruluk ne kadar övülmeye değer bir fazilet ise, bunun karşıtı olan yalancılık
da o kadar yerilen kötü bir huydur.
Bu sebeblerdir ki, dinimiz yalan konuşmayı yasaklamış, onu büyük günahlardan
saymıştır.
Yalan, insan için en kötü sıfat olan münafıklık alametidir. Yalan konuşan kimse
ibadetlerini yapsa da yine münafıklık belirtisinden kurtulmuş olmaz.
Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:
"Münafıkın belirtisi üçtür: Konuştuğu zaman yalan söyler, söz verdiği zaman
sözünde durmaz, kendisine bir şey emanet edildiği zaman hıyanet eder (onu
korumaz)." (Buhari, İman, 24; Müslim, İman, 25)
Yalanın her çeşidi günahtır. Ancak öyle yalanlar vardır ki, onlarla haklı olan
haksız çıkarılır ve gerçekler örtbas edilir. İşte yalan şahitliği bu tür
yalanlardan biridir.
Hatır için, yahut -Allah korusun- çıkar için mahkemede yalan şahitliği yapmak
büyük bir günahtır. Çünkü yalancı şahit adaleti gölgeler, hakkın kaybolmasına ve
günahsız insanların eziyet görmelerine, mağdur olmalarına sebep olur. Böylece
yalancı şahit, başkasının dünyasını yapacağım, gönlünü hoş edeceğim diye kendi
gönlünü karartır ve ahiretini yıkar. Allah'ın gazabını ve azabını hakeder.
Aleyhlerine şahitlik ettiği kimselerin de nefretini kazanır.
Şahitlik ettiğimiz davalı ve davacılar arasında yakınlarımız ve sevdiklerimiz de
olsa yine şahitliği Allah için yapmak ve doğruyu söylemeliyiz.
Allah Teâlâ Kur'an-ı Kerim'de söyle buyuruyor:
"Ey mü'minler, adaleti titizlikle ayakta tutan; kendiniz, anne-babanız ve
akrabalarınız aleyhinde de olsa Allah için şahitlik eden kimseler olunuz.
(Haklarında şahitlik ettikleriniz) zengin olsunlar, fakir olsunlar Allah onlara
(sizden) daha yakındır. Hislerinize uyup adeletten sapmayın, (şahitliği) eğer,
büker, yahut şahitlik etmekten kaçınırsanız (biliniz ki) Allah yaptıklarınızdan
haberdardır." (Nisa, 135)
Peygamberimiz arkadaşlarına:
-Büyük günahların en büyüğünü size bildireyim mi?
buyurdu. Onlar:
-Evet, bildir, ey Allah'ın Peygamberi, dediler. Peygamberimiz:
-Allah'a ortak koşmak, anne ve babaya âsî olmak, buyurdu, sonra dayanmakta
olduğu yerden doğrulup oturdu ve:
-İyi dinleyin, bir de yalan şahitliği, dedi ve bu sözü durmadan tekrar etmeye
başladı. Arkadaşları, "Keşke sükut buyursalar" dediler. (Buhari, Şehadet, 10;
Müslim, İman, 38)
Yalan şahitliği yapan kimse üç çeşit günah işlemiş oluyor. Birincisi, yalan
konuşuyor, ikincisi, haksız olan kimseye yardım ediyor. Üçüncüsü de haklının
mağdur olmasına sebep oluyor.