RockTurk
Sadece 30 saniyeni harcayarak aramıza katılmak için 'Kaydol'a tıkla.

RT Yönetimi ~
RockTurk
Sadece 30 saniyeni harcayarak aramıza katılmak için 'Kaydol'a tıkla.

RT Yönetimi ~
RockTurk
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

RockTurk

Sadece Rock severlerin değil tüm Müzik severlerin buluşma noktası.
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  Başvuru FormuBaşvuru Formu  

 

 Türk Bayrağı'nın Oluşumu ve Tarihçesi

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
KoRn
RockTurk takımından
RockTurk takımından
KoRn


Erkek
Mesaj Sayısı : 2068
Yaş : 30
Nerden : кαуıρ ∂ιуαяℓαя∂αη
Lakap : ¢нєzzу
Kişisel İleti : Ť αηутнιηg ιѕ ησт ιмρσѕѕιвℓє σƒ ℓιƒє Ť
Ruh Hali : Türk Bayrağı'nın Oluşumu ve Tarihçesi Sinirl10
İşletim Sistemi : Türk Bayrağı'nın Oluşumu ve Tarihçesi 210
Kayıt tarihi : 11/05/09

Türk Bayrağı'nın Oluşumu ve Tarihçesi Empty
MesajKonu: Geri: Türk Bayrağı'nın Oluşumu ve Tarihçesi   Türk Bayrağı'nın Oluşumu ve Tarihçesi EmptyC.tesi 19 Eyl. 2009, 14:18

rica ederim
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
GtHxPeRRy x3
Amatör Rockçı
Amatör Rockçı
GtHxPeRRy x3


Kadın
Mesaj Sayısı : 312
Yaş : 30
Lakap : PeRRy
Ruh Hali : Türk Bayrağı'nın Oluşumu ve Tarihçesi Nerdey10
İşletim Sistemi : Türk Bayrağı'nın Oluşumu ve Tarihçesi 810
Kayıt tarihi : 12/06/09

Türk Bayrağı'nın Oluşumu ve Tarihçesi Empty
MesajKonu: Geri: Türk Bayrağı'nın Oluşumu ve Tarihçesi   Türk Bayrağı'nın Oluşumu ve Tarihçesi EmptyPtsi 13 Tem. 2009, 16:57

sağol +rep
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
KoRn
RockTurk takımından
RockTurk takımından
KoRn


Erkek
Mesaj Sayısı : 2068
Yaş : 30
Nerden : кαуıρ ∂ιуαяℓαя∂αη
Lakap : ¢нєzzу
Kişisel İleti : Ť αηутнιηg ιѕ ησт ιмρσѕѕιвℓє σƒ ℓιƒє Ť
Ruh Hali : Türk Bayrağı'nın Oluşumu ve Tarihçesi Sinirl10
İşletim Sistemi : Türk Bayrağı'nın Oluşumu ve Tarihçesi 210
Kayıt tarihi : 11/05/09

Türk Bayrağı'nın Oluşumu ve Tarihçesi Empty
MesajKonu: Geri: Türk Bayrağı'nın Oluşumu ve Tarihçesi   Türk Bayrağı'nın Oluşumu ve Tarihçesi EmptyPaz 24 Mayıs 2009, 09:03

EFSANEVİ KAN BİRİKİNTİSİNDEKİ AY YILDIZ SİLÜETİN.



Bilinen efsaneye göre, 1. Kosova Savaşı sonrasında Türk askerlerin
kanının bir çukurda toplanması sonucunda, Ay ve Yıldız'ın yan yana
gelmesi ile oluştuğu söylenmektedir. Yapılan tüm varsayımlar arasında,
1. Kosova Savaşı'nın sebep olması en büyük imkanlardan biridir, lakin
bu savaş tarihinin akşamında gökyüzünde Jüpiter ve Ay yan yana nadir
anlarından birini yaşamıştır. Bu savaş sonunda ele geçirilen bir Sırp
askeri, dönemin padişahı Murat Hüdavendigar'a Sırp savaş planlarını
vereceği taahhütü ile yaklaşmış; hançeri ile Osmanlı İmparatorluğu
galibiyeti ile sonuçlanan savaş sonrasında şehit edilmiştir. Yerine
büyük oğlu Yıldırım Beyazıt geçmiştir.




1. Kosova Savaşı sırasındaki, Kosova'da gökyüzündeki görüntüye ulaşmak
için örnek resimlerde Stellarium isimli ücretsiz planetarium programı
kullanılmıştır. Planetarium programımızı 1. Kosova Savaşı tarihine (28
Temmuz 1389), ve Kosova koordinatlarına (Lat: 43.41 , Long: 25.65)
alırsak ; gökyüzündeki Ay ve Yıldız'ın aslında Ay ve Jüpiter olduğu
ortaya çıkar.



1. Kosova Savaşı sırasında Kosova'dan gökyüzü görünümü - Gece saatleri


14. yüzyılda, Astronomi konusunda dünyaca ilerleyememiş olmamız; halen
dünyanın yuvarlak olamaması gibi vahim sorunlar yüzünden, kan çukurunda
gözüken yıldıza benzeyen parıltı da doğal olarak yıldıza
benzetilmiştir. Jüpiter her ne kadar eski zamanlardan beri bilinmesine
rağmen, ilk olarak 1610 yılında Galilei tarafından Jüpiter'e ait 4 Ay
keşfedilmiştir. Jüpiter'in gözükebilen 4 ay'ının da etrafında kısmen
parlaması (basit bir teleskopla gözükebilir, ancak çıplak gözle en iyi
ihtimal Jüpiter'e yakın bir parıltı gözükür); büyük bir ihtimal
Jupiter'i köşeli bir yıldıza benzetilmesini sağlamıştır. Lakin,
Güneş'in herhangi bir gezegen üzerindeki yansımasının Dünya'daki
insanlar tarafından parlak bir yıldıza benzetilerek de izlenebilir.
Uranüs gezegeni de, bu süre içerisinde Jüpiter'e olan yakınlığı (her ne
kadar çıplak gözle gözükmesi çok zor olsa da, küçük bir parıltı olarak
gözükebilir); Jupiter etrafında farkedilebilir 5 köşe gözükmesine
sebebiyet verir.



1. Kosova Savaşı sırasında Kosova'dan gökyüzü görünümü - Geceyarısı saatleri


Eğer ki bu yansımayı, olası bir kan çukuru üzerinde düşünürsek de; bize Türk Bayrağı'nın şu anki hali gözükür.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
KoRn
RockTurk takımından
RockTurk takımından
KoRn


Erkek
Mesaj Sayısı : 2068
Yaş : 30
Nerden : кαуıρ ∂ιуαяℓαя∂αη
Lakap : ¢нєzzу
Kişisel İleti : Ť αηутнιηg ιѕ ησт ιмρσѕѕιвℓє σƒ ℓιƒє Ť
Ruh Hali : Türk Bayrağı'nın Oluşumu ve Tarihçesi Sinirl10
İşletim Sistemi : Türk Bayrağı'nın Oluşumu ve Tarihçesi 210
Kayıt tarihi : 11/05/09

Türk Bayrağı'nın Oluşumu ve Tarihçesi Empty
MesajKonu: Türk Bayrağı''nın Oluşumu ve Tarihçesi   Türk Bayrağı'nın Oluşumu ve Tarihçesi EmptyPaz 24 Mayıs 2009, 09:03

Türklerin ilk kullandıkları
bayrağın rengi ve sekli hakkında kesin bir malumat yoktur. Ancak Orta
Asya tarihi hakkındaki bilgilere dayanarak İslamiyet’ten önceki
Türklerde Tuğ adı verilen bayrak veya sembollerin kullanıldığı bir
gerçektir. Siyahtan kırmızıya kadar; mavi, sarı, yeşil, beyaz gibi
çeşitli renklerde semboller kullanmış olan eski Türkler, bir mızrağın
ucuna bağladıkları, umumiyetle ipekten yapılmış bu alametlere batrak,
badruk, bayrak gibi isimler verdiler. Dokuzuncu asırdan itibaren
kitleler halinde Müslümanlığı kabul eden Türkler de çeşitli bayraklar
kullandılar. Bu bayraktaki en büyük özellik, İslami motif ve unsurların
ön plana geçmesiyle birlikte, milli motif ve sembollere de yer
verilmesi idi. İlk Müslüman Türk devletlerinden olan Gazneliler’in
bayraklarında, yeşil zemin üzerinde beyaz hilal ve kuş resimleri vardı.
Karahanlılar’ın bayraklarında al renk üzerinde dokuz tuğ resmi
bulunuyordu. Diğer Müslüman Türk devletleri de çeşitli renk ve şekilde
bayraklar kullandılar. Büyük Selçuklu Devleti'nin ilk yıllarında mavi
zemin üstüne beyaz çift kartal sembolü ve siyah çizgili gerilmiş yay ve
ok resimleri varken, daha sonra siyah renkli bayrak kullandılar. Bu
bayrak Anadolu Selçukluları tarafından da benimsenmişti. Selçuklularda
hanedan rengi olarak kabul edilen al renkli bayraklar da vardı. Haçlı
seferlerine göğüs geren Selahaddîn-I Eyyübi'nin bayrağı sarı renkli
olup, üzerinde hilal bulunuyordu. Bu şekil hem bu devletin bayrağı, hem
de Avrupalılar tarafından İslamiyet’in sembolü olarak kabul edilmiştir.

Osmanlılar zamanında da çeşitli renk ve şekillerde bayraklar
kullanıldı. Osmanlılarda bayrak; padişahı, dolayısıyla devleti temsil
ederdi. Zira padişah, devleti temsil etmekteydi. Padişah bayrak ve
sancaklarını, Emir-i Âlem denilen pasa ile bunun maiyetindeki saltanat
sancaklarıyla mehterhane takımını ihtiva eden bölükler taşırdı. Ayrıca
her ocağın, her birliğin hatta her ortanın (taburun) ayrı sancağı
vardı. Sancaklar da çeşitli renklerde kullanılmıştır. Yeşil ve kırmızı
renklerin hakim olduğu bayrak ve sancaklarda, Osmanoğullarının hanedan
rengi kırmızı daha doğrusu al idi. Al renk, doğrudan doğruya
Osmanoğullarını işaret ederdi. Sultanlar yani padişah kızları bile
beyaz renkte değil al renkte gelinlik giyerlerdi. Padişahın yorganı,
çarşafı, yastığı al renkteydi. Al renk esasında Selçuklularda da
hanedan rengi olarak kabul ediliyordu. Osmanoğulları, Selçukoğullarının
meşru varisleri olarak bu rengi devralmışlardır. Bu husus al renge
tamamen bir milli karakter vermiştir ki, bugün de devam etmektedir.
Selçuklularda bu rengi selefleri olan Karahanlılardan almışlardı.
Kırmızıyı süsleyen ayin menşei ise destanlar dönemine kadar dayanır.
Yıldız ise daha sonraki devirlerde konulmuştur.

Osmanlıların ilk bayrağı, Anadolu Selçuklu hükümdarı Gıyaseddin Mes'üd
tarafından Osman Bey'e gönderilen hediyeler arasındaki beyaz renkli
bayrak idi. On dördüncü asırdan itibaren çeşitli renk ve şekilde
bayraklar kullanıldı. Kamüs-ül-a'lam'da bildirildiğine göre, Osmanlı
sancağının rengini ve (bugünkü ayyildızlı Türk bayrağının) seklini
tayin eden, sultan birinci Murad ve Yıldırım Bayezîd devirlerinde
yaşayan Tîmürtas Paşa’dır. Bu asırda Osmanlı donanmasında ve azap
kıtalarında kırmızı; yeniçeri kıt'alarında beyaz bayraklar
kullanıldığı, Fatih Sultan Mehmet'in muasırı olan tarihçi Türsün Bey'in
ifadelerinden anlaşılmaktadır. On beşinci asırda Osmanlıların kırmızı
bayraklar kullandıkları, Asıkpasazade'nin Alaşehir’de dokunan bir nevi
al kumaştan bayrak ve hil'at yapıldığı hakkındaki kaydında yer
almaktadır. Muhtelif kaynakların incelenmesinden anlaşıldığına göre,
Osmanlılar kuruluştan İtibaren diğer İslam ve Türk devletlerinde olduğu
gibi, çeşitli bayraklar kullandılar. On beşinci asırda padişaha ait
sancaklardan başka çeşitli askeri birliklere ve büyük devlet
adamlarına, beylerbeyi, sancakbeyi, donanma kumandanı ve reisleriyle
azap ocaklarına ve ticaret gemilerine mahsus türlü renklerde bayrak ve
sancaklar vardı. Bu bayrakların ve sancakların üzerinde muhtelif sekil
ve yazılar bulunurdu. Yeniçeri ocağının muhtelif ortalarının (tabur)
kendileri ne mahsus nişanları vardı. Kışlaların kapılarına asılan
ortaların bayraklarına bu alametler nakşedilirdi. Bu asırda
yeniçerilere ak, sipahilere kırmızı, silahdar bölüğüne san, orta ve
aşağı bölüklere alaca renkli olarak verilen bayraklar bu birliklere
verilen sancak mahiyetinde idi. Çünkü Osman Gazi'den İtibaren Kanuni
Devri de dahil olmak üzere padişahlara mahsus olan bayrak beyaz renkli
idi. Yavuz Sultan Selim’in Çaldıran ve Mısır seferlerinde, otağının
önüne hakimiyet alameti olan beyaz ve kırmızı renkli bayraklar
dikilmişti. Ayrıca Yavuz Sultan Selim zamanında, bugün Topkapı Sarayı
mukaddes emanetler dairesinde bulunan, Peygamber Efendimize ait olan
Sancak-ı Şerif Osmanlılara geçti. Asırlardır muhafaza edilen Sancak-i
Şerif kılıf içinde bulundurulur, asla açılmazdı. Sefer-i hümayunlarda
padişahlar beraberlerinde götürürlerdi. Halifelik alametlerinden biri
olan Sancak-ı Şerif, devleti son derece tehdit eden hallerde ve
isyanlarda padişahîn emriyle çıkarılır, millet, asilere karşı Sancak-ı
Şerif’in altında toplanmaya çağrılırdı. Bu suretle millet birlik içinde
hareket ederek isyanı bastırırdı.

Yavuz Sultan Selim zamanında Çaldıran seferinde ilk defa olarak
kullanılan yeşil renkli bayrak, bu devirden sonra da hemen her zaman
sık sık kullanılmıştır. Osmanlılar; hilafete de sahip olduklarını
göstermek için kullandıkları yeşil renkli sancak, Barbaros Hayreddîn
Pasa ve Utul Ali Reis'in donanmalarında da kullanıldı Sultan I. Mahmut
devrinde donanma bayrağı olarak kabul edildi.

Kanuni Sultan Süleyman devrinde de beyaz, alaca, kırmızı ve san
bayraklara siyah ve yeşil renkliler ilave edildi. Doğrudan doğruya
padişahın hassa kuvvetini teşkil eden kapıkulu ocaklarının taşıdıkları
bayraklar, umumiyetle saltanat sancakları sayılırdı. Macaristan
seferine çıkan ve orduya kumandan tayin edilen Sadrazam İbrahim
Paşa’ya; beyaz, yeşil ve sarı renkte üç sancakla iki kırmızı, iki de
alaca bayrak verilmesi bu hususu ispat etmektedir. Topraklı süvarinin
yukarısı yeşil, aşağısı kırmızı renkte olmak üzere iki renkli bayrağı
vardı.

Osmanlı ordusunda olduğu gibi, donanmasında da türlü renk ve şekillerde
bayraklar kullanıldı. On besinci asırda genellikle kırmızı renkli
bayraklar kullanıldığı halde on altıncı asırda kumandana mahsus
bayrağın yeşil, derya beylerinin ise beyaz, kırmızı, sarı, sarı
kırmızı, ufki çizgili alaca bayraklar kullandıkları görülmektedir. Bu
asırda ticaret gemilerinin beyaz bayraklar taşıdıkları da bazı
kaynaklardan anlaşılmaktadır. Daha sonraki asırlarda da kaptan paşalara
mahsus olan bayrak yeşil idi. Gemi sancaklarında en ziyade kırmızı renk
kullanılmakla beraber, yeşil bayraklar da kullanılmıştır. Bunların
kimlere ait olduğu üzerlerindeki şekillerden anlaşılırdı. Sultan I.
Mahmut devrinden sonra donanmada daha çok yeşil sancaklar kullanılmaya
başlandı.

Kalyonların kıç sancakları yeşil olduğu gibi, amirallere mahsus forslar
da yeşil zemin üzerinde Zülfikar ve hilal şekillerini ihtiva ederdi.
Sultan III. Selim zamanında ordu ve donanmada yapılan yeni düzenlemeler
esnasında bayraklar üzerindeki hilal şekline, sekiz köseli yıldız ilave
edildi. Bayrak meselesinin belirli esaslara bağlandığı bu devirde,
büyük gemilerin muhtelif direklerine çekilecek bayraklar tespit edildi.
Padişaha mahsus gemiye (taht gemisi) çekilecek kırmızı sancağın üstünde
Sultan III. Selim’in tuğrası vardı. Ticaret gemilerinin taşıdığı
bayrakların renk ve şekillerinin tespit edildiği bu dönemde, Cezayir
Beylerbeyi’nin, üst köşesinde beyaz renkte sarıklı bir insan başı
bulunan kırmızı bayrağı vardı. Bu dönemde kumandan forsları yeşil olup,
beylerbeyliğe ait ticaret gemilerinin bayrağı; yeşil, beyaz, kırmızı üç
ufki parçadan meydana gelmişti. Tunus ve Cezayir ticaret gemileri
ortası yeşil olmak üzere iki mavi, iki kırmızı, beş ufki parçadan
meydana gelen bayraklar taşıyordu, Trablus Beylerbeyi ile İstanbul
limanına mahsus sancak, üç hilalli olup yeşildi. Sultan III. Selim
devrinde kurulan Nizam-i Cedîd Ordusu kıta’ları için ortasına sarı
sırma ile bir hilal yahut ortadaki hilalden başka dört kösesine de
hilaller islenmiş kırmızı veya fes rengi bayraklar kullanıldı.

Sultan II. Mahmut zamanında da bayrak şekilleri hemen hemen aynı devam
etti. Ancak bu devirde kalelere ve hükümet binalarına ayyıldızlı al
sancak çekildiği görülmektedir. Yeniçeri ocağının kaldırılması üzerine
bunlara ait hususi bayrakların kullanılmasına son verildi. Yeniçeriler
arasında çok yayılmış olan yeniçeriliği ve Bektaşiliği hatırlatan bir
takım kelimelerle birlikte bayrak kelimesinin kullanılması da yasak
edildi. Bunun yerine sancak kelimesinin kullanılması için her tarafa
emirler verildi.

Yeniçerilerin son zamanlarında genellikle kırmızı renkte, üzerinde
beyaz bir pençe, bir Zülfikar ve bir daire sekli bulunan çatal uçlu
bayraktar kullanıldı.

Sultan II. Mahmut tarafından kurulan Asakır-i Mansüre-i Muhammediyye'ye
mahsus olarak üzerinde kelime-i şahadet veya fetih ayetleri bulunan
siyah bayraklar yapıldı. Siyah rengin tercihi Peygamber Efendimizin
Ukab adli meşhur siyah sancağının rengini taklit etmek maksadıyladır.

İkinci meşrutiyetin ilanına kadar orduda üzerinde ayetler yazılı ve
hükümdarların ortası tuğralı armalarını taşıyan sırma saçaklı çeşitli
alay sancaktan kullanıldı ve ondan sonra da bu adet devam etti. Bu
sancakların rengi umumiyetle kırmızı idi.

Kırmızı zemin üzerine hilal ve yıldız bulunan bayrak, Osmanlılarda İlk
defa 1793'de devletin resmi bayrağı olarak kabul edildi. Ancak bu
bayraktaki yıldız, sekiz köseli idi. Bu bayrak Osmanlı Devleti'nin
resmi ve umumi sembolü olarak kullanıldı.
Sultan I. Abdülmecit zamanında 1842'de yıldızın beş köseli olması kararlaştırıldı ve Osmanlı bayrağının şekli kesinleşti
.
Bu devirde padişaha ait tuğralı sancaktan başka hükümdarın gemileri
ziyaretinde kullanılan, ortasında güneş ve dört kösesinde de şualar
bulunan bir sancak daha vardı. Kaptan paşaya mahsus sancakta; bir hilal
ile sekiz köseli yıldız mevcuttu. Osmanlı hâkimiyetinde bulunan, Tunus,
Eflak, Boğdan beyleri ile Sırp prensliğinin özet bayraklarında; Osmanlı
bayrağının kırmızı rengiyle birlikte mavi, beyaz, san gibi mahalli
renkler de kullanılırdı. Tunus beyinin sancağının, ortasında kırmızı
zemin üzerindeki bir beyaz daire içinde kırmızı hilal ve yıldız sekli
mevcuttu. Sırp, Eflak ve Boğdan beylerbeyleriyle Sisam adasına ait
hususi bayrakların üst köselerinde, Osmanlı hâkimiyetinin sembolü olmak
üzere, kırmızı zemin üzerinde beyaz üç yıldız bulunan sarı, Eflak
bayrağı İle mavi Boğdan bayrağında, birincisinde çifte kartal,
ikincisinde de bir öküz başı mevcuttu.

Sultan Abdülaziz zamanından başlayarak, padişahlara mahsus kırmızı
renkli bayrakların ortasındaki tuğraların beyaz renkte sekiz suali bir
güneş içinde alınması adet oldu. Sonradan bu bayrağın rengi vişneçürüğü
olarak değiştirildi ve saltanat sancağı kabul edilen bu bayrak,
saltanatın kaldırılmasına kadar devam etti.

Sultan II. Abdülhamit zamanında Cuma namazı münasebetiyle yapılan
selamlık resminde hilafete mahsus bir bayrak kullanılırdı. Bu, kırmızı
atlas zemin üzerine etrafı beyaz ile işlenmiş dört köşe bir çerçeve
içinde; bir tarafında Fetih süresi, diğer tarafta ise güneş resmi
bulunan sırma saçaklı ve ucu hilalli bir sancaklı.

1922'de Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından saltanatın kaldırılması
üzerine halifeye mahsus olarak, yeşil zemin ortasında sekiz suali beyaz
bir güneş içindeki kırmızı zeminde beyaz ay yıldızı ihtiva eden bir
sancak kabul edildi ve saltanata mahsus bayrak kaldırıldı. Lakin daha
önceki milli bayrak muhafaza edildi. Cumhuriyet idaresinin
kurulmasından ve halifeliğin kaldırılmasından sonra 25 Teşrin-i Evvel
1925'de bir sancak talimatnamesi çıkarılarak, harp ve ticaret gemileri
hakkında muayyen esaslar kabul olundu. 29 Mayıs 1936 tarih ve 2994
sayılı Kanunla Türk Bayrağı’nın şekli ve ölçüleri kesin bir şekilde
tespit edildi. 28 Temmuz 1937 tarih ve 2/7175 sayılı Kararnameye ilişik
45 maddelik bir tüzük ( Türk Bayrağı Nizamnamesi ) ile de Türk
Bayrağı'nın kullanılışı kural altına alındı.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Türk Bayrağı'nın Oluşumu ve Tarihçesi
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
RockTurk :: RockTurk | Serbest Kürsü :: Off Topic-
Buraya geçin: