Okyanus’un temelleri, 1984 yılında, Metin’in, Cem Yarkın, Abdullah Selçuk ve Binnur Tapkı’yla birlikte “Özgün Kent Müzikçileri” grubunu kurmasıyla atıldı. O yıllar, 1980 öncesinin ağır politik koşulları nedeniyle sanatla pek ilgilenemeyen, ilgilense de bunu belli politik kaygılardan azade kılamayan bir kuşağın, nihayet kendini sanatla ifade etmeye başladığı yıllardı. Dönemin yasaklı koşullarında müzik ve edebiyat, yitik bir kuşağın kendi kendisiyle, ideolojisiyle ve toplumuyla yüksek sesle hesaplaşmasının neredeyse yegane yolu olmuştu. Gün Doğarken, Ezginin Günlüğü, Yeni Türkü, Çağdaş Türkü, Mozaik, Bulutsuzluk Özlemi henüz ilk albümlerini yayınlamaktaydılar.
İşte böylesi bir ortamda, “Bir Merhaba Diyelim” isimli ilk albümünü yayınlayan Özgün Kent Müzikçileri, şu fikirden yola çıkmıştı: “Kentte yaşıyor olmak ne övünülecek, fakat ne de utanılacak bir şeydir. Kentte yaşıyor olmak bir gerçekliktir. O halde bu kentin bugününün müziğinin keşfedilmesi gerekir. Bu da ancak, olabildiğince çok insanın, evinde özgürce müzik üretmesi ve bunu birbirleriyle paylaşmasıyla olabilir.” Böylelikle Metin Tapkı, o yıllarda verdiği ropörtajlarda ilk kez “Kent Folklörü” kavramını ortaya attı ve o güne dek ancak kırsal yaşantıya ait olduğu düşünülen folklör kavramını, herkesin duygularını sanatın bir dalıyla ifade etmesiyle oluşabilecek zengin bir kent folklörü hayaliyle kente taşıdı. Daha sonra “Kent Müziği” kavramı bir çok müzisyen tarafından da kullanıldı. Özgün Kent Müzikçileri, Orhan Veli ve Özdemir Asaf gibi İstanbul’lu ozanların şiirlerini çok sesli vokallerle yorumlayan deneysel bir müzik çabası içinde oldu. Grup ilk solo konserini Bilsak’ta verdi ve bu konser üzerine Cumhuriyet gazetesinde Mario Levi imzalı övgü dolu bir eleştiri yayınlandı.
1990 yılında, Ömer Kırcal ve Güven Şancı’nın katılımıyla grup, OKYANUS adını aldı ve kent müziğinin kaçınılmaz tarzı olan rock, grubun müziğine hakim olmaya başladı. 90’lı yılların ilk yarısında Türkiye’de rock henüz endüstrinin ilgilendiği bir müzik türü değildi. Bir avuç grup, ancak kimi belediye festivallerine ve bazı üniversite şenliklerine toplu halde katılarak peşpeşe sahne alıyorlardı. Sayıları elliyi geçmeyen marjinal bir rocker “kitle”si de, bir festivalden diğerine koşarak, bu bir avuç grubu, deyim yerindeyse sırtında taşıyordu. Günümüzün Türk rock ortamı, şimdi herhalde hepsi “baba” olmuş olan bu isimsiz kahramanlara çok şey borçludur. Dönemin rock grupları arasında, Akbaba, Devil, Dr.Skull, Kesmeşeker, Kramp, Mavi Sakal, Nuhun Gemisi, Objektif, Pentagram, Pilli Bebek, Whisky, Zen ve elbette Okyanus sayılabilir. O sıralarda bu grupların olduğu gibi Okyanus’un da hedefi ilk albümünü yayınlamaktı.
1991 yılında Hüseyin Ak ve Pınar Özatay’ın katılımıyla albüm için hazırlık sürecine hız veren grup, bir yıl kadar evlerde çalıştıktan sonra, banka kredisiyle stüdyoya girdi ve ilk ve tek albümü olan “Yasak Meyve”nin ‘master’ını elde etmiş oldu. Ancak albümü yayınlayacak yapımcı bulunması için iki yıl daha geçmesi gerekti. Böylelikle 1994 yılında, Türk rock tarihinin ilginç örneklerinde biri olduğu yolunda pek çok eleştiri alan, progressive rock türündeki “Yasak Meyve” piyasaya çıktı.
O dönemin kadrosu:
Metin Tapkı, akustik gitar, vokal
Hüseyin Ak, elektro gitar
Ömer Kırcal, bas gitar
Güven Şancı, davul
Cem Yarkın, akustik gitar, gitar synthesizer
Pınar Özatay, klavye
Abdullah Selçuk, vokal
Daha sonra 1996 yılına kadar iki yıl boyunca Okyanus, birçok başarılı konser performansına imza attı. Bunlar arasında Katibim Festivali bünyesinde Üsküdar Meydanı’nda, Nejat Yavaşoğulları’nın himayesinde Bilsak’da, Alarko Konser Salonu’nda, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde, İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’nde, Taksim Vakkorama’da, Gülhane Festivali bünyesinde Gülhane büyük sahnede verilen solo konserler sayılabilir. Bunların dışında pekçok irili ufaklı bar ve kafede de, küçük dinleyici gruplarına, küçük ama coşkulu dinletiler sunan grup, katılan her grubun iki ya da üç şarkı çaldığı Ataköy Marina’daki rock festivalinde “Yemezler” şarkısıyla bis alan tek grup olmuştur.
Okyanus 1996 yılında Maltepe’de, kurulduğu mahallede, mahalle halkına kendi tesisatıyla verdiği bir veda konserinden sonra dağıldı. Grup üyelerinden kimi müzikle uğraşmayı sürdürür, kimileri uzunca bir ara verirken, kimileri de bir daha asla müziğe geri dönmediler.
Grubun elemanları o günlerden bugünlere “hayat gailesi” ile uğraşarak yaşlanmışlar, bugün, ellerinden kayıp gidenleri farkedip, yeniden nefes almaya başlamışlardır. Yeniden çıkılan bu “yol”, artık varışsız ve yarışsızdır. Son derece sağlam bir canlı performans grubu olan Okyanus, Metin Tapkı’nın söz ve müziklerini yazdığı şarkılarını hep birlikte düzenleyerek, sözlerin de melodiler kadar önem taşıdığı tarzını, olgun bir alternatif rock çizgiye oturtmuştur. Okyanus, 2006 yılının Ocak ayında, Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde verdiği solo konserde, on yıl aradan sonra sevenleriyle yaşadığı coşkulu bir kucaklaşmayla, müzik ortamına yeniden merhaba dedi.