RockTurk
Sadece 30 saniyeni harcayarak aramıza katılmak için 'Kaydol'a tıkla.

RT Yönetimi ~
RockTurk
Sadece 30 saniyeni harcayarak aramıza katılmak için 'Kaydol'a tıkla.

RT Yönetimi ~
RockTurk
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

RockTurk

Sadece Rock severlerin değil tüm Müzik severlerin buluşma noktası.
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  Başvuru FormuBaşvuru Formu  

 

 astroloji

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
perdidaisla.
Administrator

Administrator
perdidaisla.


Kadın
Mesaj Sayısı : 1229
Yaş : 29
Nerden : Barcelona
Lakap : Brisha
Kişisel İleti : Orlando Bloom.

Ruh Hali : astroloji Uykulu11
Takım : astroloji D1e2ee3fede4072d5e25570324a07802
İşletim Sistemi : astroloji 210
Kayıt tarihi : 05/08/08

astroloji Empty
MesajKonu: Geri: astroloji   astroloji EmptyPtsi 03 Kas. 2008, 16:55

astroloji NoktaOsmanlı'da Astroloji

“Yıldızların hareket ve durumlarından sonuç çıkarma bilimi” diye
tanımlanacak astroloji, Osmanlıca’da “ilm-i tencim” ya da “ilm-i
ahkam-ı nücum” diye anılır. Yıldızların belirli zamanlarda durum ve
yere göre konumlarını gösteren cetvel, zeyc ya da zic ; yıldızların
durum, hareket, hız ve yönlerini saptama bilimi de ilm-i zic ya da
ilm-i zayiçe adını taşır.

Kişilere özel yıldız cetvel ya da haritalarının adı da zayiçedir. Bu
cetveller batıda ve günümüzde ülkemizde horoskop diye anılır.
Gökyüzüyle ilgili gözlemler, yıldız hareketleriyle ilgili saptamalar,
astrolojinin, astronomiye kaynaklık etmesini sağlamıştır. Rasathane
diye adlandırılan gözlemevleri, hem gökbilime, hem de yıldız fallarına
, savaş, barış vb. toplumsal olaylar için eşref saati saptanmasına
yarıyordu.

Gökyüzü olaylarıyla bilimsel ve simgesel yorumlar yapan müneccimler
uzun süre doğu ve batıda saray görevlisi olarak çalıştılar. Osmanlı
sarayındaki müneccimbaşılık kurumu cumhuriyet dönemine kadar sürdü.

Yıldız hareketlerini bölgesel olarak gözleyip, çizelgeyi (zic) çıkarmak
yaklaşık otuz yıllık bir süreyi kapsar. Bu konuda en ünlü
rasathanelerden biri Meraga Rasathanesi, ünlü çizelge çıkaranlardan
biri de Zic-i Uluğ Bey’dir.
astroloji Nokta
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
perdidaisla.
Administrator

Administrator
perdidaisla.


Kadın
Mesaj Sayısı : 1229
Yaş : 29
Nerden : Barcelona
Lakap : Brisha
Kişisel İleti : Orlando Bloom.

Ruh Hali : astroloji Uykulu11
Takım : astroloji D1e2ee3fede4072d5e25570324a07802
İşletim Sistemi : astroloji 210
Kayıt tarihi : 05/08/08

astroloji Empty
MesajKonu: Geri: astroloji   astroloji EmptyPtsi 03 Kas. 2008, 16:55

AstroLoji Ve İsLam

Astroloji ;şimdiye kadar bir Bilim
dalı olarak değil de, gelecekten haber veren, Fal olarak, Kehanet aracı
olarak bizlere lanse edilmiştir.

Geçmişten günümüze kadar pekçok İslam Alimi ve
Tasavvuf ehli kişiler Astroloji ilminden bahsederek yıldızların
insanlar üzerinde ne gibi etkiler bıraktığını, ve kişinin kendisini
tanıması açısından bu ilimin öğrenilmesi gerekliliğini kitablarında
bahsetmişlerdir.


Aslında her insan da alemin gizli yanlarını
araştırma eğilimi vardır ve astrolojıye ilgi duymaktadır.
Bilebildiğimiz kadarı ile Burçlar ilmi olarak bu ilim, ilk olarak
Hz.İDRİS (a.s)'a verilmiş ve günümüze kadar bu şeklini almıştır.



İnsanlığın oluş düzeni ve sistemi Astroloji ilminde mevcuttur. Muhyiddin A'râbî burçların tesirleri hakkında:« Dünyâ
yaşamı ve tüm insanlar, ilâhî takdir ve tedbir gereği, tamamıyla
burçların ve onlardaki güçleri ulaştıran meleklerin hükmü altında
olduğu gibi; berzâh âleminde olanlar, yâni ölümü tadıp fizik bedeni
terkettikten sonra kıyâmete kadar olan devrede yaşamını sürdüren tüm
insanlar ve cennetler ile cehennem dahi bu burçlardan gelen tesirlerin
hükmü altındadır.»
ifadesiyle konuyu bizlere gayet açık bir şekilde anlatmışlardır.


İbrahim Hakkı Hazretleri de Mârifetnâme' sinde,
« Allahü Teâlâ'nın kudreti ile, planetlerin ve burçların maddî
yapılarda çeşit çeşit tesirleri daimî olduğundan, bütün halkın şekil,
hâl, ahlâk ve tavrı henüz ana rahminde nutfe iken rast gelen baht ve
tali'leri tesirlerinden meydana gelmiştir. Ana rahmine nutfe vâhi
olduğu saatte, baba ve annenin tâlileri hangi işte ise, o, nutfenin
zâtına tesirle işlenmiş olur.


Meselâ saâdeti, şekâveti, anlayışlı, ahmâk,
cimri, cömert, korkak, yiğit, sevgi, düşmanlık hırs kanâat, himmet ve
alçaklık, fakirlik ve zenginlik, rahat ve rahatsızlık, yaşama ve
yaşamama, cemâl ve kemâl, kelâl ve melâl her ne hal üzere ise, o
nutfenin zâtına tali olur. Çünkü o nutfe ceninin cisminin levh-i
mahfûzdur.


Levh-i mahfûz ise bu âlemin mazharı, aynasıdır.
O halde, saîd olan, o saâdetini annesi karnında bulmuştur. Şakî olan da
şekâvetini anası karnından almıştır. Nitekim Habîb-i Ekrem (s.a.s)
hazretleri şöyle buyurmuştur: Said o kimsedir ki, annesi karnında said
olmuş; şakî o kimsedir ki, annesi karnında şakî olmuştur!..Herkesin
Tâli'nin tesirini remz ve işaret ile duyurmuştur. Halkın bütün şekil,
sıfat ve mizaçları felekî vaziyetler gereğince rahîmlerde ayrı olunca,
ölüm vakitler de mizaçlarına göre orada muhtelif takdir olunmuştur.»
ifadelerini kullanmışlardır.



Günümüzde astrolojı ilmi hakkında bilgisi olmayan
veya bu ilimin ne anlatmak istediğini çözememiş insanlar; bu konu
açıldığında, anlatmaya çalışan kişilere değişik gözlerle, şüphe
ileªbakmışlardır. Oysa Kur'an-ı Kerim' de yıldızlarla ilgili pekçok
ayet mevcuttur.



"O, geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı sizin
hizmetinize verdi. Yıldızlar da Allah'ın emri ile hareket ederler.
Şüphesiz ki bunlarda aklını kullananlar için pek çok deliller vardır."
(Nahl/12)


"Ve yıldızla onlar hidâyet bulurlar." (Nahl/16)

"Allah, gökleri ve yeri hak olarak (yerli
yerince) yarattı.Şüphesiz bunda, iman edenler için (Allah'ın varlık ve
kudretine) bir nişâne bulunmaktadır." (Ankebut/44)


"Gökte burçları var eden, onların içinde bir çerağ (güneş) ve nurlu bir ay barındıran Allah, yüceler yücesidir." (Furkan/61)

"O, göklerde ve yerde ne varsa hepsini, kendi
katından (bir lütfu olmak üzere) size boyun eğdirmiştir. Elbette bunda
düşünen bir toplum için ibretler vardır." (Casiye/13)


"Biz gökleri, yeri ve bunlar arasında bulunanları, oyun ve eğlence olsun diye yaratmadık."

"Onları sadece gerçek bir sebeple yarattık. Fakat onların çoğu bilmiyorlar."

(Duhan/38-39)

"Andolsun, biz gökte birtakım burçlar yarattık ve seyr edenler için onu süsledik." (Hicr/16)

"Üstünüzde yedi kat sağlam göğü bina ettik."

"(Orada) alev alev yanan bir kandil yarattık." (Nebe/12-13)

Evet. Hâdi, Cenâb-ı Hak’tır! Dilediğine hidayet
eder, dilediğini dalâlette bırakır! Dilediğine nurunu isabet ettirir,
hidayet denilen çalışma o yönde, onu çalışmaya kolaylaştırır dilediğine
de isabet ettirmez!


Diğer taraftan « Yıldızlar da Allah'ın emri ile hareket ederler. Şüphesiz ki bunlarda aklını kullananlar için pek çok deliller vardır.» şeklindeki
açıklama dahi, yıldızların O’nun emri ile birtakım işler yapmak üzere
var edildiğini; cansız, işe yaramaz, süs olsun diye yaratılmış şeyler
olmadığını anlatmaktadır.

Ancak bütün bunları değerlendirebilmek için « AKLI OLANLARDAN » olmak lâzımdır.ª

Tek «RUH»tan sayısız enerji yayılmış ve onlardan
sayısız mânâları içine almış olan «melek»ler oluşmuştur. Çeşitli
mânâlar ihtiva eden bu melekler çeşitli şekillerde ve boyutlarda
yoğunlaşarak kâh bir tür bedenleri olan yıldızları oluşturmuşlar; kâh
da ışın-beden düzeyinde «şuur» varlıklar olarak yaşamalarına devam
etmişler ve etmededirler.


«Yıldız» şeklinde bedenlenmiş «şuur birikimleri»
olan «melek»ler, kendi varoluş gayelerine uygun olarak, varlığa sayısız
mânâlar-ışınlar yaymaktadırlar.

Nihâyet en son olarak, bu sayısız mânâları değerlendirebilecek bir beyin kapasitesi ile insan yaratılmıştır.

İnsan daha ilk yaratılışı anında, yâni 120. günde
bu beyin «MELEK» ler tarafından ya da diğer bir ifade ile «BURÇLAR»
diye kastedilen sayısız aynı guruptaki «meleklerin» oluşturduğu
«yıldızlar» tarafından salınan bir tür ışınlar ile çeşitli hususlarda
programlanmalara tabi olurlar.



Kimde hangi mânâları açığa çıkarmayı dilemiş ise, ona uygun olarak «Melek»ler tarafından programlanır. Bu programlanış, « Allah sizi yarattı ve düzenledi, biçimlendirdi . Dileğince terkib etti .» (İnfitâr-7/Cool
âyetinde anlatılır... İşte kişisel «Ruh» ların, ölüm ötesinde ebedî
yaşama devam edecek olan «kişilik ruhları» bu beyinler tarafından bu
dünyada ilm-i ilâhî düzen içerisinde oluşturulurlar.


Benzer burçların ışınlarıyla programlanmış olan
beyinler ve bu beyinlerin oluşturduğu ruhlar birbirlerini çekerler
anlaşırlar. Birbirlerin daha önce hiç tanımasalar bile, daha ilk
görüştükleri anda aralarında bu çekicilik oluşur. Ya da benzemeyen
türden açılımlarla oluşan ruhlar oldukları için, birbirlerini bir türlü
çekemeyip, iterler...


İdrak edebilen için bunlar ve daha nice
ayetler bu ilme ne kadar değer vermemizi ve gerekliliğini anlatıyor
,Okuyup anlayabilene ne mutlu.....
astroloji Nokta
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
perdidaisla.
Administrator

Administrator
perdidaisla.


Kadın
Mesaj Sayısı : 1229
Yaş : 29
Nerden : Barcelona
Lakap : Brisha
Kişisel İleti : Orlando Bloom.

Ruh Hali : astroloji Uykulu11
Takım : astroloji D1e2ee3fede4072d5e25570324a07802
İşletim Sistemi : astroloji 210
Kayıt tarihi : 05/08/08

astroloji Empty
MesajKonu: Geri: astroloji   astroloji EmptyPtsi 03 Kas. 2008, 16:54

Kişinin, doğum tarihi ve saatine göre hazırlanmış yıldız haritası, o kişinin kader çizgisini bir ölçüde anlamamıza vesile olur.

Burada, genetiğimizde mevcut bilgiler eşliğinde kişilik özelliklerimiz,
nasıl bir hayat süreceğimiz, yakın uzak ilişkilerimiz, yaşam boyu
nelerle karşılaşacağımız; huyumuz, mizacımız, hastalıklarımız, kazalar,
rızkımızın ne kadar olduğu, kısaca doğumdan ölüme tüm yaşantımız,
alnımızın arkasındaki beynimize, kozmik kalemle yazılmıştır,
diyebiliriz..

Bilebildiğimiz kadarı ile, yıldız haritamızdaki veriler alınyazımızdır!.

Bizim fıtratımız itibari ile, takdir olunanların ortaya çıkması da transit adı verilen yıldız hareketleri ile olur.

Kişinin özel Yıldız haritasında, her gezegen belli bir burcun, belli
bir derecesine düşer. Aynı zamanda da 12 evden birine isabet edecektir.
Bu şekilde sabitleşir ve artık değişmez. Böylece, buna dayalı olarak
beyinde belli noktalar açılır ve faaliyete başlar....

Şimdi güneş sisteminin hareketini düşünün. Tüm planetler sürekli bir
dönüş ve hareket içindeler. Bunun sonucu, her an, değişik mana yüklü
dalgalar uzaya yayılmaktadır.

İşte, bir planet, kendi haritamızda belli bir burçta bulunan ve artık
bizim için sabitleşmiş olan bir planetimizin, yani beynimizde açılmış
olan sabit bölümlerin üstünden geçerken; veya o nokta ile çeşitli
açılar oluşturduğu zaman, biz belli durumlarla, duygularla veya
olaylarla karşılaşırız... Daha önce, beyinde o devre açıldığı için,
daha sonra, o noktaya denk gelen etkiyi, beynin değerlendirmesi mümkün
olur. Sistemin işleyişi bu şekildedir.

Şimdi bir örnek verelim:

Kişinin özel haritasında AY, Boğa burcunun 10 derecesinde bulunsun...
Daha sonra bir planet, örneğin MARS, Boğa burcunun 10 derecesinden
transit geçerken veya Akrep burcunun 10 derecesine gelip, zıt
pozisyonda transit olduğu zaman, kişi sert duygusal etkiler altında
kalarak taşkınlıklar, duygusal patlamalar veya kaza gibi durumlarla
karşı karşıya gelecektir. Mars, boğa burcunun 10 derecesinden
uzaklaşıp, transit etkisi geçtiği zaman, kişi yeniden normal yaşamına
dönecektir. Ve bu arada, ters bir şey yaptıysa sonradan pişmanlık
duyacaktır.

Ne zaman, nelerle karşılaşacağımız, kendi haritamıza yani, proğramımıza bağlıdır!.

Her ne kadar birbirimizle alakalıyız gibi görünse de, aslında herkes kendi kaderini yaşar!.

Kişiler, başımıza gelecekler için sadece bir vesiledir.

Eğer bize bir sıkıntı takdir edilmişse, bir olay, bir kişi buna figüranlık edecektir.

Daha gerçekçi bir ifade ile; olaylar bize gelmez, biz, kaderimiz gereği, olayları kendimize çekeriz!.

Ve o olayın bize ulaşması için de, birtakım kişiler buna vesile olur!.

Zahirdeki görünüm itibariyle falanca bana kötülük veya iyilik yaptı deriz. Halbuki herkes, kendine takdir olanı yaşamaktadır!.

Durum böyle olunca, kişileri suçlamak mı, yoksa kaderine razı olup; akılcı bir şekilde gereğini yapmak mı...?

Başımıza gelecek olayların, gelmesi kaçınılmazdır!. Çünkü bunu
değiştirmek demek, ya doğum anında gelen tesirle, beyinde açılan
noktayı kapatmak; ya da, daha sonra gelen yıldız etkisini kesmek
demektir, ki; her ikisi de mümkün değildir.

Ancak bunun ötesinde şöyle bir gerçek daha vardır... Hz. Rasûlullah Efendimizin öğretisinde;

“Dua ve sadaka kazayı yok eder.“

buyurulmaktadır.

İşte, halk arasında, atlatılan bir kazanın akabinde, sık kullanılan, “Verilmiş sadakan varmış..” sözü bu noktaya dayanmaktadır.

Dua, kişinin varlığındaki, özündeki, ilahi güçleri ortaya çıkarır!.

Yani, dua, zikir, namaz gibi çalışmalar aynı zamanda, beyinde koruyucu
manyetik bir güç de oluşturur!. Gelen sert tesirler, kendi
oluşturduğumuz, manyetik kalkanımız sayesinde hafifler. Böylece kişi
kendini korumuş olur.

Ne var ki, tedbir de takdirdendir ve “dua dahi kaderdendir”, gerçeği unutulmamalıdır.

Bakın KADER konusunda büyük islâm âlimi Şah Veliyullah Dihlevi, neler diyor "Hüccetullahi Baliga" isimli çok meşhur eserinde :

"Şimdi gelelim kulların ihtiyarı konusuna... Kullar işleyecekleri
fiilleri seçebilirler.. Evet ama, kullar için gerçek bir seçim, hiç bir
zaman için sözkonusu değildir!. Çünkü bu seçim, kişinin değil de
Allah`ın istediği şeyin olması, fayda vermesi hakkında bilgi sahibi
olmadığı bir şey hakkında bir saik ve azmin bulunması gibi sebeplerle
malüldür. Bu durumda hangi ve nasıl ihtiyardan bahsedilebilir?

Rasûlullah aleyhisselam şu açıklamasında bu hususa işaret eder:

"Şüphesiz kalpler, Allah`ın iki parmağı arasındadır; onları dilediği gibi çevirir!." (cilt:1-sayfa:248)

* * *

Şimdi bir örnek daha verelim.

Diyelim ki; Mars kişinin özel haritasında 2.ci evde ve Koç burcunda sabitleşmiş durumda olsun...

Transit Mars, Koç burcuna 60 ve katları derecelerde açı yapacak
mesafelere geldiği zaman, kişiden güçlü ve yaratıcı davranışlar ortaya
çıkar. Buna mukabil 45 ve katları olan derecelerde açı yaptığı zaman,
ters, güçsüz, sert ve hatalı davranışlar görülür.

Ayrıca, 2.ci ev para evi olduğu için, hiç umulmadık masraflara neden
olur. Yani kaderde, bu parayı harcamak var ve sistem gereği bu tesir
geldiği anda kişide alma hırsı veya arzusu meydana gelir ve bu harcama
yapılır!.

Ya da, sağlık evine sert bir yıldız varsa, güçlü yıldız transitleri
etkileri geldiği zaman, bir hastalık ortaya çıkar. Çünkü böyle bir
durumda kişinin beyninin sağlıkla ilgili bölümü zayıf durumdadır. Güçlü
tesirler karşısında ister istemez yenilecektir. Ama sağlık evinde böyle
bir durum yoksa, sağlıklı bir yaşam sürecektir...

* * *

Bu arada çok önemli bir hususu açıklayalım...

Burçlardan gelen veya planetlerin yansıttığı dalgalar, "sen şu fiili işle" gibisinden anlamlar ihtiva etmezler!.

Ya da "sen şu duyguya kapıl" gibi bir duygu oluşturmazlar!.

Gelen dalgalar genel bir anlam taşırlar; ancak herkes bu dalgaları,
kendisinin ilk beyin proglamlanışı istikametinde değerlendirir..

Mesela; Mars, Yay burcuna girdiğinde yansıttığı dalgalar tek tip
olmasına karşın, herkes bu dalgayı kendi haritasındaki Yay burcunun
düştüğü eve göre değerlendirir.. İkinci evi Yay olanla, altıncı, ya da
onbirinci veya onikinci evi Yay olanın bu dalgaları değerlendirişi son
derece farklıdır..

Tıpta, şöyle bir uygulama vardır...

Bir kediyi masaya yatırırsınız ve beynine, mesela seks merkezine
elektrodu değdirir ve onu irrite edersiniz.. Hayvanda seksüel davranış
görülür.. Sonra aynı elektrodu farklı bir merkeze yöneltirsiniz, bu
defa aynı dalga irritesi hayvanda başka tür bir davranışın mesela açlık
duygusunun oluşmasına neden olur...

Dalga aynıdır, fakat farklı bölümde farklı şekilde değerlendirilir.

İşte bir burçtan veya gezegenden gelen astrolojik tesirler de, tek tek
aynı olmasına rağmen, farklı açılımları dolayısıyla insanlar ve diğer
canlılar tarafından farklı farklı değerlendirilir.

Düşünün ki, ayrıca, pekçok farklı türden, çok farklı dalga türleri her
an dünya üzerine gelmekte; ve bizler de beyinlerimizin ilk açılışlarına
göre bunları her an farklı bir şekilde değerlendirmekteyiz!..

Bu mekanizma, "Din" açıklamaları içinde "KADER" kelimesiyle tanımlanmıştır..

* * *

Rasûlullah aleyhisselam bir açıklamasında diyor ki:

“Allah bütün mahlukatı karanlıkta zulmet içinde halketti, sonra
nurundan saçtı. O nur kime isabet etti ise hidayet buldu. Etmeyen ise
karanlıkta kaldı.”

Takdir gereği kime mutluluk getirecek tesirler isabet etti ise, o
beyin, kendisine kolaylaştırılan bir biçimde gerekli fiilleri yaparak
onun neticesine ulaşır!.

Hiç kimsenin programı dışında birşey yapması mümkün değildir. Ve gene, sistemi anlatan Hz. Peygamber s.a.v. efendimiz diyor ki;

“Hiç kimse kendi ameliyle cennete gidemez.“

Cennete gitmek "amel"e değil, Allah’ın o kişi hakkındaki hüküm ve
takdirinin sonucu olarak oluşan "iman" a; ve bunun açığa çıkış şekli
olan anne karnında 120.ci günde, meleki kökenli yıldız tesirlerine
bağlıdır. Nitekim bunu daha evvel de açıklamıştık zaten....

Yapılan ameller, yani çeşitli çalışmalar ise, gideceğimiz boyuttaki
(cennet veya cehennem) mertebelerimiz için çok önemli.... Ancak, bu
çalışmaların bize kolaylaştırılması veya zor gelip yapılmaması dahi,
takdire bağlı olarak, gene kozmik tesirlerle oluşan istidat, kabiliyet
ve genetik programa bağlıdır....

O halde hedef; kendini tanıyıp, mevcut ve gizli özelliklerimizi en iyi
şekilde kullanarak, var oluşun hakkını verebilmektir. Bu da ancak,
sistemi bilmekle mümkün olur....
astroloji Nokta
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
perdidaisla.
Administrator

Administrator
perdidaisla.


Kadın
Mesaj Sayısı : 1229
Yaş : 29
Nerden : Barcelona
Lakap : Brisha
Kişisel İleti : Orlando Bloom.

Ruh Hali : astroloji Uykulu11
Takım : astroloji D1e2ee3fede4072d5e25570324a07802
İşletim Sistemi : astroloji 210
Kayıt tarihi : 05/08/08

astroloji Empty
MesajKonu: Geri: astroloji   astroloji EmptyPtsi 03 Kas. 2008, 16:54

Evrensel Dengelerde Astrolojinin Yeri


Evrende varolan galaksiler, onları meydana getiren yıldızlar,
gezegenler ve takım yıldızlarının ait oldukları evrensel dengeler;
kendi içlerinde sistematik yasalarla sonsuzluğun içinde yerlerini
almışlardır. Bu sistematik yasalar; özünde fizik, matematik gibi birçok
bilimin içerdiği katsayılar ve kurallar çerçevesinde işleyişini
sürdürmektedirler. Bu yasalar; büyüklüklerin incelendiği gözlem
çerçevelerine göre farklılıklar içerse de, karşılıklı etkileşim
prensipleri; varoluş-yokoluş temellerinde süreçlerin devamlılığını
kararlı bir şekilde devam ettirmektedirler. İçinde yaşadığımız
dünyamızda; tıpkı birbirine geçmiş halkalardan oluşan bir zincirdeki
gibi, bu büyüklüğün içinde bulunmaktadır. Bunu küçücük bir taşın suda
meydana getirdiği dairesel halkalara benzetebiliriz. Her bir oluşumu
meydana getiren enerji atımlarının etkisi, bir sıra silsile ile diğer
halkalarda kendisini gösterir. Bu noktadan hareketle; Evrendeki her
şeyin enerji olduğundan yola çıkarsak, bu sonsuz varoluşların sürekli
birbirleri ile etkileşim içinde olduğunun kabul edilmesi kaçınılmaz bir
gerçektir. Evrensel enerji spektrumu içinde, ihmal edilebilir bir
büyüklüğe sahip olan kendi yaşamsal penceremiz, gerçekten dar bir
enerji ekseninde sıkıştırılmış durumdadır. Bu dar alandan, ait
olduğumuz evreni kavramaya çalışan insan beyni çözüm yolunda, çözümsüz
labirentlerle karşı karşıyadır. İnisiyatifimiz dışında ve
denetleyemediğimiz enerji hareketlerindeki etkileşimler karşısındaki
meraklı çabalar; insanları gözlem ve kayıtlara yöneltmiştir. Bu gözlem
ve kayıtların kendi içlerinde periyodik, anlamlı tekrarları ve
etkiledikleri oluşumlar, geniş zaman dilimleri içinde insanlara ve
yaşamlarına rehber olabilecek istatistiksel bilgi birikimlerine neden
olmuştur.

Bu yüzden, olayların felsefi yaklaşımları; hep etki-tepki
prensiplerinden yola çıkılarak, nedenlerin incelendiği ve
sonuçlandırılmaya çalışıldığı zihinsel çabalar olmuştur ve olmaya devam
edecektir.

Bunlar baz alındığı zaman, Evrende ve onun küçücük bir kopyası olan
dünyamız ve yaşamımızda; her bir olay, her bir oluşum veya varoluş
gerçekleştiği ayni anda, kendini sönümlendirmeye çalışan zıt bir
kuvvetin meydana gelmesine neden olur. Bu karşıt güçler, uzun zaman
ortalamasında ya dengeye gelerek varlıklarını sürdürürler, ya da
dengeyi sağlayamadıkları anda başka varoluşları ortaya çıkarmak üzere
sönümlenerek yeni enerjilere dönüşürler.

Dünya da, bu evrensel anayasanın bir üyesi olduğuna göre, diğer
gezegenlerle sürekli bir etkileşim içindedir. (Örneğin; Uydumuz Ay’ın
belli zamanlarında yeryüzündeki etkisi, denizler üzerinde neden olduğu
değişimler, Güneş patlamaları ile oluşan güneş rüzgarlarının dünyamız
üzerinde yarattığı iletişim sorunları, Görünür bölgemiz dışında kalan
elektromanyetik etkilerin ve elektromanyetik kirliliğin organizmalar
üzerinde ki etkileri gibi sayısız örnekler sıralamak mümkündür.) Bu
nedenle, kaçınılmaz olarak dünya üzerindeki her bir üyenin
yapılanmasında bu karşılıklı etkiler kendini gösterecek, temel yapı
taşlarının şekillenmelerine damgasını vuracaktır.

İnsanlar yaklaşık 3000 yılı aşkın bir süredir, gezegenlerin ve
yıldızların hareketleri ile sürdürdükleri yaşam arasında bir ilinti
kurarak, belki farkında olmadan evrensel fiziksel yasalarla örtüşen
kuralların temellerini atmışlardır. Bu gerçeklerden yola çıkarak şu
sonuca ulaşılmaktadır:

ASTROLOJİ; Pozitif bilimlerin ışığında fiziksel ve matematiksel
bağıntılarla belirlenen evrensel çekim kuvvetlerinin etkilerinden yola
çıkarak, kendi yaşam çerçevemize göre çok uzun zaman dilimlerini içeren
istatistiksel bilgi birikimlerini değerlendirmesi ile olayları
yorumlaması ve uzun yıllar alan çalışmaları içermesiyle, kesinlikle
falcılık olarak değerlendirilmemesi gereken bir daldır.

Dünya, gökyüzü sonsuzluğunda birçok gezegen ile her an değişen açısal
kuvvetlerin etkisi altındadır. (Bir bilardo topuna vuruşlarınızın
etkisinin, uygulanan kuvvetin açısına göre değiştiğini hepimiz biliriz.
Bu örnekle açısal kuvvetleri gözünüzde canlandırabilirsiniz.) Toplam
açısal kuvvetlerin kombinasyonu ve olasılık sayısı, kavrama
kapasitemizi zorlayacak büyüklüktedirler. Bizim yaşam zamanımıza göre
öyle büyüktür ki; yaklaşık 26.000 yılda bir, gezegenler dünyamıza göre
ayni açısal kuvvetlerin uygulandığı noktadan geçmektedirler. Bu da
demektir ki; 26.000 yıl aralığı içinde oluşan varoluşlar, birbirine
yakın açısal kuvvetlerin etkisiyle meydana geleceklerdir.
astroloji Nokta
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
perdidaisla.
Administrator

Administrator
perdidaisla.


Kadın
Mesaj Sayısı : 1229
Yaş : 29
Nerden : Barcelona
Lakap : Brisha
Kişisel İleti : Orlando Bloom.

Ruh Hali : astroloji Uykulu11
Takım : astroloji D1e2ee3fede4072d5e25570324a07802
İşletim Sistemi : astroloji 210
Kayıt tarihi : 05/08/08

astroloji Empty
MesajKonu: Geri: astroloji   astroloji EmptyPtsi 03 Kas. 2008, 16:53

Astroloji Sözlüğü


A

Açılar (Aspect): Bir yıldız haritasındaki Güneş, Ay ve gezegenler
aralarında ve bazen de yükselen burçla açılar meydana getirirler. Bu
açıların kimi olumlu kimi olumsuz sayılır. Açıları kuran gezegenler çok
daha etkili duruma gelebilirler. Astrolojide açıların yorumlanmasına
çok önem verilir.
Akrep (Scorpio): Zodyak’ın sekizinci burcudur. Bu burçta Güneş, 24 Ekim - 22 Kasım devresinde yer alır.
Alçalan Burç (Descendent): Doğum saat ve yerinde batı ufkunda kaybolmakta olan Zodyak burcu ve derecesi.
Altmış (Sextile): Aralarında altmış derece olan gezegenler ahenkli ilişkiler kurarlar. Bu uyumlu açıya ‘Altmış’ denilir.
Aslan (Leo): Zodyak’ın beşinci burcudur. Güneş, 24 Temmuz - 23 Ağustos devresinde bu burçta kalır.
Astrolog: Gök haritasını çıkaran ve ayrıntılarına göre bunu yorumlayan kimse.
Astroloji Türleri: Dünya siyaset ve ekonomisi, gelecek olaylar, sağlık
gibi türlü konuda astrolojiden yararlanılabilir. ‘Seçim’ denilen bir
tür sayesinde de evlenme veya bir proje için gelecekte uygun bir günü
bulabilmek mümkündür.
Ateş (Fire): Zodyak’ın burçları belirli gruplara ayrılırlar. Ateş de
böyle bir gruptur. Koç, Aslan ve Yay, ateş burçlarıdır. Buna Ateş
Üçlüsü de denir.
Ayakucu (IC - Nadir): Düşey doğrultunun gökkubbeyi deldiği noktalardan ufkun altında olanı.
Ay'ın Güney düğümü (South Moon Node): Ay'ın ekinoks'u yukarıdan aşağıya
veya güneye doğru kestiği noktaya Ayın Güney Noktası, Güney Düğümü veya
Ejderhanın Kuyruğu adı verilir ve simgesiyle gösterilir.
Ay'ın Kuzey düğümü (North Moon Node): Ay ilerlerken ekinoks'u yani
Güneş'in izlediği varsayılan yolu yukarıya veya kuzeye doğru keser.
Buna Ayın Kuzey Noktası, Kuzey Düğümü veya Ejderhanın Başı adı verilir
Bu nokta simgesiyle belirtilir.

B

Balık (Pisces): Zodyak’ın onikinci burcudur. Güneş, 19 Şubat - 20 Mart devresinde bu burçta kalır.
Başak (Virgo): Zodyak’ın altıncı burcudur. Güneş, 23 Ağustos - 23 Eylül devresinde bu burçta kalır.
Başucu (MC - Zenit): Doğum anı ve yerinde gökyüzünün tam başüstünde
kalan yeri. Doğum haritasının en yüksek noktası. Buna ‘Gökyüzü Ortası’
da denilir.
Batı Evleri (Occidental): Dördüncü ev ile onuncu ev arasında kalan
evler. Mars ya da Satürn bu evlerde olursa ağır ve uzun süren
hastalıklara neden olur.
Birleşme (Conjunction): Doğum haritasının en önemli açılarından biri de
budur. Bu durumda iki güç birbirlerinin üstüne düşebilir. Birleşme
açısında iki gezegen arasında 8 derece kadar pay bırakılır.
Boğa (Taurus): Zodyak’ın ikinci burcu olan Boğa, Güneş 21 Nisan - 20 Mayıs'ta iken bu burçta kalır.
Bohça: Bir haritada bütün gezegenlerin 120 derece içine toplanmasından
meydana gelen şekil. Güçlerin böyle toplanması insanın sadece belirli
birkaç konuyla ilgilenmesine yol açar.
Burçlar Kuşağı (Zodiac): Bk. Zodyak.

C

Castor ve Pollux: İkizler takımyıldızında bulunan
çok parlak iki yıldız. Bunlara mitolojide zıt iki kardeş olan Castor ve
Pollux’un adı verilmiştir. İkizler burcunda bu tür zıtlıklar olduğu
söylenir.

D

Dişi ve Erkek Gezegenler
(Feminine and Masculine Planets): Uranüs, Satürn, Neptün, Jüpiter,
Mars, Güneş ve Merkür erkek; Ay ve Venüs dişidir.
Değişir Grup (Mutable): Zodyak’ın dört burcu değişir türdendir. Yani bu
burçlar, kolaylıkla durumlara uyarlar. Buna Değişir Dörtlü de denir.
İkizler, Başak, Yay ve Balık bu gruba girerler.
Doğu Evleri (Oriental, Eastern): Onuncu ev ile dördüncü ev arasındaki
evler. Bu evlerde bulunan gezegenler başarı verip kişiyi atılgan ve
tutkulu yaparlar.
Doğum Haritası (Horoscope): Bir insanın doğduğu anda Güneş, Ay ve
gezegenlerin gökyüzünde çizdikleri şekillerin Dünyadan görülüşü. Yıldız
Haritası olarak ta anılan doğum haritası doğum tarih, yer ve saatine
göre çıkarılır. Bu harita insanın kişiliğini, yeteneklerini
özelliklerini, gelecekteki durumunu ve başarı derecesini gösterir.
Dörtlüler (Qualities): Zodyak’ın burçları özelliklerine göre belirli
gruplarda toplanırlar. Her bir grupta dört burç olduğu için buna bu
isim takılmıştır. Dörtlüler, Öncü, Sabit ve Değişir olmak üzere üç
gruptur.


E

Ekliptik (Ecliptic): Bir yıl boyunca Gökyüzünde Güneş’in gökkubbede çizdiği çemberin sınırladığı daire.
Enlem Tabloları: Gök haritası çıkarırken burçların hangi evlere
düşeceği bu Enlem Tablolarından anlaşılır. Ephemeris’lerde böyle türlü
enlem tabloları bulunur. İstanbul için New York Enlem Tablosu
kullanılır. Çünkü her iki kent de Kuzey 40 enlemindedir.
Ephemeris: Bk. Gökgünlüğü.
Evler (Table of Houses): Aslında bu ‘Gökyüzünün Evleri’ diye anılır.
Gökyüzü bir daire olarak kabul edilir. Bu 30 derecelik eşit on iki
kısma bölünür. Her bir evin kendi özellikleri vardır. Bu evlere düşen
burç ve gezegenlere göre yorum yapılır (Table of Houses).
Evlilik Noktası (Part of Marriage): Yükselen Burç + Ayakucu, - Venüs.

G

Gerçek Yıldız Zamanı (Apparent Sideral Time): Bu
söz astrolojide fazla geçer ve yıldız zamanı demektir. Doğum haritası
da yıldız zamanına göre çıkarılır. Güneş yerine ilkbahar noktasına
bağlı zamandır. Birim 1 yıldız günüdür.
Geometrik Şekiller: Gök haritalarında üçgen, kare vs. gibi geometrik
şekiller görülür. Bunlara birbirleriyle fazla açı yapan güçler neden
olur.
Gezegenler (Planets): Güneş sistemimizde dünyadan başka sekiz gezegen
bulunur. Bunlar da Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs,
Pluto’dur. Dünyamız da aynı sistemde bir gezegendir.
Gökgünlüğü (Ephemeris): Her yıl çıkarılan, Güneş, Ay ve gezegenlerin
gökyüzündeki durumlarını belirten tablo. Gökgünlüğünde ayrıca Enlem
derecelerine göre evlere giren burçlar, Güneş, Ay tutulmaları ve
astrolojiyle ilgili ayrıntılı bilgiler bulunur. Gök haritasını çıkarmak
isteyen kimseye doğduğu yılın gökgünlüğü gereklidir.
Greenwich Meridyeni: Dünya saat ayarı Greenwich meridyenine göre
yapılır. Greenwich’in bulunduğu boylam derecesi 0 olarak kabul edilir.
Bunun doğusundaki boylamlarda Güneş daha erken doğar. Dolayısıyla saat
daha ileridir. Greenwich’in batısında ise Güneş daha geç doğar ve
dolayısıyla saat daha geridir.
Güçlü Gezegen (Exaltation): Bir doğum haritasında yönettiği burca giren
Güneş, Ay veya gezegenler çok güçlü sayılırlar. Bunlardan ‘Güçlü’,
Etkili Gezegen’ olarak söz edilir.
Güneş Haritası (Solar Chart): Doğum saati tam olarak bilinmediği zaman
Güneş’in bulunduğu nokta yükselen burç kabul edilerek hazırlanan doğum
haritası.


H


Hastalık Noktası (Part of Sickness): Yükselen burç + Mars, - Satürn.
Hava (Air): Zodyak’ın üç burcu Hava grubuna girer. Bunlar da İkizler,
Terazi ve Kova’dır. Hava üçlüsünün kafa ve zekayla ilgisi vardır.

I


Imum Coeli (IC - Zenit): Bir doğum haritasında gökyüzünün en yüksek kesitinin karşısına düşen noktadır.
Işıklar (Luminaries, Lights): Doğum haritasında Güneş ve Ay’dan
‘Işıklar’ diye söz edilir. Doğum haritasının en önemli güçleri
ışıklardır. Güneş kişiliği, Ay da duyguları temsil eder.

İ

İkizler (Gemini): İkizler Zodyak’ın üçüncü burcudur. Güneş, 21 Mayıs - 21 Haziran'da bu burçta kalır.
İlerletme (Progressions): Astrolojide doğumdan sonra 1 gün=1 yıl kabul
edilerek hazırlanan harita. Geleceği yorumlamakta kullanılır.


K


Kare (Square): Doğum haritasında 90 derecelik
açıya kare denilir. Bu daima sert etki yapar. Bazen böyle kare açı
yapan gezegenlere bir üçüncüsü da sert etki yapabilir. Buna da T Karesi
veya T cetveli denir.
Karşılıklı Etki (Mutual Reception): Doğum haritasında iki gezegen
birbirlerinin burçlarına düşerlerse olumlu bir denge sağlanır. İki güç
birbirlerine yararlı etki yapabilir.
Kepçe: Doğum haritasında dokuz güç üst tarafa toplanır ve teki aşağıda
kalırsa bu şekle ‘Kepçe’ denilir. Kepçe insana başarı verebilir.
Kesit: Zodyak’ın burçlarını veya gökyüzü evlerini ayıran çizgilere kesit denilir.
Koç (Aries): Zodyak’ın birinci burcu olan Koç Güneşin 21 Mart - 20 Nisan devresinde bu burçta kalır.
Kova (aquarius): Zodyak’ın onbirinci burcu olan Kova Güneşin 21 Ocak - 18 Şubat devresinde bu burçta kalır.
Köşeler (Angles): Birinci, Dördüncü, Yedinci ve Onuncu evler. Bu evlerdeki gezegenlerin etkisi çok güçlüdür.
Kuşak Etkisi: Bir burçta uzun yıllar kalan gezegenler kişilerden çok
kuşakları etkilerler. Bu yüzden her kuşakta belirli ortak özellikler
görülür.

M


MC (Medium Coeli): Doğum anı ve yerinde
gökyüzünün tam başüstünde kalan yeri. Doğum haritasının en yüksek
noktası. Buna ‘Gökyüzü Ortası’ veya ‘Başucu Noktası’ da denilir.


N
Negatif Burçlar (Negative Signs): Toprak veya Su üçlülerindeki burçlar negatif sayılırlar.


O

Oğlak (Capricorn): Zodyak’ın onuncu burcudur. Güneş, 22 Aralık - 20 Ocak devresinde bu burçta bulunur.


Ö

Öncü (Cardinal): Zodyak gruplarından birine de bu ad verilmiştir. Bu
gruplar nitelikleri gösterir. Koç, Yengeç, Terazi ve Oğlak Önder
gruplardır. Bu gruplara ‘Dörtlüler’ de denilir.

P

Pozitif Burçlar (Positive Signs): Ateş ve Hava üçlülerine giren burçlar pozitiftir.

S

Sabit (Fixed): Dörtlülerden birine de bu ad
verilmiştir. Nitelikleri gösteren Sabit dörtlüde Boğa, Aslan, Akrep ve
Kova burçları vardır.
Semboller (Planets and Signs): Işıklar, gezegenler ve burçları belirten şekillere ‘sembol’ denilir.
Serpme: Bir doğum haritasında güçler ayrı ayrı burçlara dağılmışsa buna
‘Serpme’ denilir. Bu tür dağılış insanın pek çok şeye ilgi duymasına
neden olabilir.
Sert Etkiler (Affliction): Bir gezegenin başka gezegenlerle kare ya da
karşıt bakış açısı oluşturması, ya da zararlı ve zayıf etkili olduğu
burçlarda bulunması.
Sinastri: İki veya daha fazla doğum haritasının birbirleriyle kıyaslanmasıdır.
Su (Water): Üçlüler veya unsurlardan birinin adıdır. Su üçlüsünde Yengeç, Akrep ve Balık burçları bulunur.

T

Takımyıldızlar: Astronomi biliminin kabul
ettiği belirli yıldız gruplaşmaları. Ekliptik üstündeki takım
yıldızların isimleri burçlara da verilmiştir. Fakat burçlar adlarını
aldıkları takımyıldızlarla aynı yerlere düşmezler.
Terazi (Libra): Zodyak’ın yedinci burcudur. Güneş, 23 Eylül - 23 Ekim devresinde bu burçta kalır.
Toprak (Earth): Üçlülerden birine Toprak adı verilmiştir. Bu üçlüde Boğa, Başak ve Oğlak burçları bulunur.
Transit (Transit): Bir gezegenin gökkubbede hareketi sırasındaki
konumu. Doğum haritasındaki gezegen ve evlere bakış açısı yapıyorsa
olayları başlatır.
Tutulum (Ecliptic): Bk. Ekliptik.

U

Unsurlar veya Üçlüler: Zodyak dört gruba ayrılır.
Her grupta üç burç bulunur. Bu üçlüler veya unsurlar burçların ortak
özelliklerini gösterirler. Bu unsurlar da Ateş, Toprak, Hava ve Su’dur.

Ü

Üçgen (Trine): Doğum haritasında güçler
arasındaki 120 derecelik çok uyumlu açılar. Bazen bir gezegen iki ayrı
güçle bu açıyı yapar. O zaman ortaya büyük talih sayılan bir ‘Büyük
Üçgen’ çıkar.
Üçlüler (Elements): Veya unsurlar. Burçlar, özelliklerine göre üçer
üçer gruplarına ayrılırlar. Bunlar da Ateş, Toprak, Hava ve Su
üçlüleridir.
Üçüncül Evler (Cadent Houses): Üçüncü, altıncı, dokuzuncu evler. Bu
evler zayıf olup üçüncü ve dokuzuncu evler zihni etkiler. Altıncı ev
ise bir gezegen için en kötü durumdur.

Y

Yararlı Gezegenler (Benefics): Jüpiter ve Venüs. İlki başarı, ikincisi iyi huylar verir.
Yay (Sagittarius): Zodyak’ın dokuzuncu burcudur. Güneş, 23 Kasım - 21 Aralık'ta bu burçta kalır.
Yengeç (Cancer): Zodyak’ın dördüncü burcudur. Güneş, 22 Haziran - 22 Temmuz devresinde bu burçta kalır.
Yeni Ay (New Moon): Ay yuvarlağının tüm karanlık olduğu devredir. Ay ve Güneş aynı burçta kavuşumdadır.
Yönetici Gezegen (Ruler, Lord): Evlerin bulunduğu burçları yöneten
gezegendir. Örneğin ikinci ev İkizler ise yönetici gezegeni Merkür,
yükselen burç Balık ise yönetici gezegen Neptün’dür.
Yükselen Burç (Ascendant): Doğum saati ve yerinde Zodyak’ın Doğu
Ufkunda Yükselen Burç ve derecesi. Yükselen burç ayrıca gökyüzü
haritasının da birinci evinde bulunur.
Yükselen Gezegen (Elavated Planet): Yükselen burcun yöneticisi olan güce bu ad verilir. Bu gezegen haritada güçlü sayılır.

Z

Zararlı Konum (Detriment): Bir gezegenin
doğal burçlar kuşağında kendi burcunun karşıt burcunda yer alması.
Örneğin Mars Terazi burcunda zararlı konumdadır.
Zıtlık (Opposition): Doğum haritasında iki gücün oluşturduğu 180
derecelik sert açı. Bazen iki zıt açı birbirini keser ve ortaya Büyük
Çapraz çıkar. Bu durumda iki çift zıt burçta bulunan dört güç
birbirlerini sert etkilerler. Bu olumlu bir durum sayılmaz.
Zodyak (Zodiac): Dünyamızın ekliptiğin her iki yanında 8’er derecede
görülen gökyüzü kuşağı. Gezegenler bu kuşakta görülürler. Astrolojide
bu gökyüzü kuşağı otuzar derecelik on iki eşit kısma bölünür. Bu eşit
parçaların her biri de bildiğimiz burçlardır.
astroloji Nokta
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
perdidaisla.
Administrator

Administrator
perdidaisla.


Kadın
Mesaj Sayısı : 1229
Yaş : 29
Nerden : Barcelona
Lakap : Brisha
Kişisel İleti : Orlando Bloom.

Ruh Hali : astroloji Uykulu11
Takım : astroloji D1e2ee3fede4072d5e25570324a07802
İşletim Sistemi : astroloji 210
Kayıt tarihi : 05/08/08

astroloji Empty
MesajKonu: Geri: astroloji   astroloji EmptyPtsi 03 Kas. 2008, 16:53

astroloji NoktaAstroloji Nedir?

Astroloji; kosmos içerisindeki güçlerin (Bu en yakın anlamda Güneş
Sistemi´ndeki planetlerdir.) genel seviyede dünya üzerindeki
enerjilerin şekillenmesi (makro kozmos), insanın ve insan
topluluklarının (mikro kozmos) üzerindeki etkilerini ve sonuçlarını
yorumlayan bir düşünce sistemidir. Astroloji´nin matematiksel bir
temele sahip olduğunu, Astronomi ile olan paralel çalışmalarında da
görebiliriz. Yıldız hareketleri, yıldız konumları ve birbirleriyle olan
ilişkilerini Astronomik gözlemlerlerin sonucu olan "Ephemeris"lerde
"Gökgünlüğü" buluruz. Bu ise Astroloji´nin gerçek anlamda pozitif
temellere dayandığını gösterir. Ayrıca Astroloji, yıldızların
hareketlerini matematiksel olarak hesaplarken, etkin enerjileri
oluşturabildiğini de kabul eder. Astroloji´ sonuç olarak oluşmuş bir
kavramdır ve yorumsaldır; ya da bir kültür ve de sanattır. Astroloji´de
sık karşılaşılan bir sözcük de Zodyak´dır; Türkçe karşılığı ise Burçlar
Kuşağı´dır. Gerçek kelime anlamında Zodyak, Hayvanlar Dairesi anlamına
gelir. Burçlar Kuşağı galaksimizde (Samanyolu) çeşitli isimlerle
adlandırılmış takımyıldızlar diziliminden oluşan bir kümedir. Bu küme
Galaksimizin orta çizgisine (Ekvator düzeyinde) +8° ve -8° lik bir
kesişme ile bir yörünge (Ekliptik) üzerinde sıralanmıştır.
Bilimsel Astroloji


Hemen hatırlanması gereken bir diğer önemli yön, bitişik/komşu
burçların simgesel karışımlarıdır. Örneğin Sadık Terazi´de, biraz
Başak´ın vicdanı, Başak´da Aslan´ın heyecanı, draması, İkizler´in
canlılığında, Yengeç´in duyarlılığı belli oranlarda etkindirler. Bu bir
bozulmadır; örneğin Teraziler´de sık sık görülür, Merküryen Başaklar ve
Venüsyen Başaklar bu karışımdan ortaya çıkarlar. Bir İkizler veya Güneş
Aslanı, Yengeç´in iç gezegenlerinden sık etkilenirler. Bu çapraz
karışımlar, genelleşmiş saf astrolojik tiplemelerin dışını gösterirler
böylece astrolojinin genel olduğu iddiası bu noktada çürütülür.
Psikiyatrlar için en iyi yol, iyi birer astrolog veya astroloji
hocaları bulmak olabilir, bu yol sayısız kitabı kendi kendine okumaktan
çok daha iyidir. Astrolojik horoskopların (yıldız haritalarının)
karşılaştırılmaları, bilimsel tezlere büyük destek olabilir, sonuçlar
yararlı olacaktır. Burada bilim, falcı-astrologlar popülizminden ve
astrolojinin hatalı ve de eksik antik geçmişinden etkilenmemelidir,
kurtulması gereken en önemli kompleks veya aşırı duyarlılık budur;
Astroloji yine de kehanetlerde bulunabilir, bunun bir zararı yoktur;
sinema saygın bir sanattır ama ninja ve seks filmlerinin varlığı
sinemanın saygınlığını bozmamaktadır.

Gerçek Astroloji

Astroloji kader değildir, herşey insanın kendi elindedir. Astroloji
dönemleri inceler, fırsat alanlarını, şanslı zamanları, doğum
haritanızda sizi kısıtlayan, zorlayan alanları, gecikmeleri gösterir.
Sonuçta nasıl hareket edeceğiniz, neler yapacağınız hepsi sizin
iradeniz içindedir. Gezegenlerin iyi açılar yaptığı şanslı dönemlerde,
hiçbir şey yapmadan oturursanız bu fırsatları kaçırabilirsiniz. Aynı
şekilde gezegenlerin zorlayıcı etkiler yaptığı dönemlerde gerekli
gayret ve azmi gösterirseniz tüm zorlukları aşabilir, farkında bile
olmadığınız içinizdeki gücü ortaya çıkarabilirsiniz Dünya varolduğundan
beri insanın doğaya karşı verdiği "varoluş" savaşında kullandığı en
etkili araçlardan bir tanesi de Astroloji'dir. Astroloji ilk insanın,
genelde gökyüzünden gelen doğal afetleri kontrol etme çabası sonucunda
ortaya çıkmış olan, bugün artık bilimsel değeri olmadığına inanılan bir
"bilim"dir.

Astrolojik kişilik

Astrolojik Kişiliklerin Tipleri Psikiyatri, Astroloji ile buluştu
1997 başında ABD´de yayınlanan önemli bir psikiyatrik araştırma raporu,
olay yarattı. Dünyanın en saygın bilim adamlarından birisi, astrolojiyi
referans olarak kullanıyordu. Rapor Burç 2000 tarafından incelendi ve
ortaya ilginç sonuçlar çıktı. Geleceğin astro-bilim evliliğinin nişanı
artık yapıldı. Amerikan Psikiyatri Birliği´nden John M. Oldham, kişilik
bozukluklarının daha iyi tanımlanması ve verilerin geliştirilmesi
amacıyla oluşturulan yeni bir tanı sisteminin mimarı ve aynı zamanda da
New York Eyalet Zihinsel Sağlık Bürosu´nun Yöneticisi ve de Columbia
Üniversitesi´nde Klinik Psikiyatri Profesörü. Oldham´ın çalışmasında,
kişilik bozukluklarının tanısı için uygulanan test metodunun adı
DSM-III-R (Kişisel Bozukluklarının Teşhisi ve İstatistiksel Dağılım).
Test araştırmanın yanısıra, kişilik tiplerinin üzerinde de duruyor.
İşin ilginç yanı ise, 13 astrolojik tiplemenin de bu testte yer alması;
aslında test astrolojik bir çalışmayı amaçlamış değil, sadece
astrolojiden de yararlanılmış. Temel olarak 13 tip temel olarak alınmış
ve pozitif tanımlar getirilmiş; pozitif tanımların tam zıddı olan
negatifler ise kişilik bozuklukları olarak değerlendirilmiş.

Gezegensel Konum

Göründüğü kadarıyla rapor hazırlanırken ve testler oluşturulurken
objektiflikten uzaklaşma korkusuyla, gereğinden öte objektif kalınmış
ve tam her deneğe 104 soru sorularak, ruhsal bozukluk tanımlamalarıyla,
astrolojik kişilikler arasında bir paralellik kurulmaya çalışılmış.
İkizler Burcu insanı için "canlı" yani "Merküryen" tip denilmiş ama bu
burcun temel niteliği olarak kabul edilen aşırı duygusallık ve çok
değişken duyguların zenginliği ön plana alınmamış. Oysa İkizler
öncelikle bu sözcüklerle tanımlanabilir ve duyguların değişkenliği
öylesine sınırsız ve hızlıdır ki, aslı gözden uzak tutulamaz. Elbette
ki rapordaki tanımlamalar reddedilemez veya gerçek dışı olarak
görülmemelidir fakat eğer astroloji ile bir bütünlük ya da en azından
ortak bir yön veya asgari bir uzlaşma aranıyorsa daha dikkatli ve daha
esnek olunmalıdır. Raporun etkisi sanıldığından fazla olacak ve bazı
psikiyatristler tarafından çok ciddiye alınacağından, astroloji
kitaplarının bilimsel çevrelerdeki satışı da artacaktır. Tabii ki bu
arada da, psikiyatrların ve psikologların çoğu astrolojinin zengin ve
inanılmaz dilini keşfedecekler; Rapordaki özgün DSM terminolojisinin
yanısıra, astrolojiden de çok şey öğrenecekler; örneğin şu beş özelliği
ele alalım; "Vicdanlı Başak-Yalnız ve fedakar Balık-Canlı İkizler ve
maceraperest Yay" Herbiri ötekisini uyarıyor gibi fakat bu tiplerin iç
bilinç alanlarında ortaya çıkan benzer vurgular, aslında kişiliğin
negatif yönlerini oluştururlar; işte bu karmaşık cümle astrolojinin en
önemli analiz olgusu olan "gezegensel açılar"ın etkileri anlamına
gelir. Örneğin Kare Açı, bu tipler arasında güçlü bir enerji
oluşturacak ve bir tür meydan okumaya neden olacaktır ama aynı zamanda
da söz konusu kişisel özellikler zayıflayacak ve hatta
durağanlaşacaktır. Hatta daha da ötede, benzer karakteristikler kişilik
bozukluklarıyla bütünleşecektir.
Astroloji Bölümleri

Haritanın çizimi ve yorumlanması amacı doğrultusunda astroloji konusu içerisinde çeşitli bölümler bulunmaktadır.
Doğum Astrolojisi
Astrolojinin bu kolu bireylerin hayatları ile ilgilidir ve doğum anı
veya kişinin hayatındaki önemli olaylardan birinin baz alındığı
horoskop kullanılmaktadır. Bu horoskop içerisinde bireyin kişiliği,
sağlığı ve temel potansiyeli bulunmaktadır. Astrolojinin bu yöntemi çok
popülerdir ve doğum astrolojisinde iki temel yaklaşım bulunmaktadır. Bu
yaklaşımlardan biri evlilik, kariyer ve çocuk gibi belirgin olayların
tahmin edilmesi üzerinde durmaktadır. Ama pek çok modern astrolog bu
yaklaşımı dikkate almamaktadır, bunun yerine tamamen psikolojik olan
bir yaklaşımın izinden gitmektedirler. Bu psikolojik yaklaşım da
bireyin kişiliğinin ve psikolojik potansiyelinin tanımlanması üzerinde
durmaktadır. İleride yaşanacak olaylar sadece genel bir önsezi ile
tahmin edilmektedir ve konunun psikolojik davranışının gelişimi ile
betimlenmektedir.
Horary Astroloji
�İş bulabilecek miyim?� den �Kaybettiğim anahtarlarım nerede?� gibi
sorulara kadar pek çok soruya cevap vermektedir. Horary astroloji,
astrolojinin diğer kollarına nazaran daha güvenilir ve doğru tahminler
vermektedir.
Seçimsel Astroloji
Astrolojinin bu formu dünyada çok iyi bilinmektedir. �Evlenme için
hangi gün daha uygun?� ve �Yeni işime ne zaman başlamalıyım?� gibi
belirgin sorulara cevap vermektedir. Astrolojinin bu kolu iş, evlilik,
seyahat, iş veya derse başlamak için en uygun zamanı belirlemektedir.
Tıbbi Astroloji
Astrolojinin bu kolu homeopathy (bir hastalığı benzeri ile tedavi etme
yöntemi) ve bitkisel ilaçlar ile ilgilidir. Astroloji size saçınızı
kesmek (Saçınızın kalın olarak uzamasını isterseniz: Dolunay zamanı
uygun) veya ameliyat olmak (Dolunay zamanında uygun değil: kanama
tehlikesi) ve ayrıca planları yapmak için en uygun zamanı söyler. Genel
anlamda Zodyak içerisindeki her bir burç vücudun bir bölümünü
yönetmektedir. Örneğin, bir Boğa burcunun çok sık olarak soğuk
algınlığı veya grip olması, boğaz ağrısından şikayet etmesi, İkizler
burcunun ciğer veya bronşit problemlerinden yakınması gibi. Sizin
Zodyak burcunuz da hangi bölgelerde zayıf olduğunuzu söyleyecektir.
Günlük Astroloji
Günlük Astroloji tüm ulusların, ülkelerin, dinlerin ilişkilerini,
savaşları, devrimleri, sanatı ve bilimi yöneten oldukça geniş bir
alandır. Günlük astrolojinin üç ana kolu bulunmaktadır.
Mali Astroloji: Astrolojinin bu alanı çok az
astrolog tarafından uygulanmaktadır. Pek çok iş adamı astrologlara
danışmaktadır. Yurt dışındaki borsalarda aracı kurumlar astrologlar ile
çalışmaktadır.
Politik Astroloji: Politik Astroloji politik ilişkileri ve konuları, siyasileri, insan guruplarını ve politik organizasyonları yönetmektedir.
Jeofiziksel Astroloji: Astrolojinin bu kolu
iklim, hava durumu ve diğer tüm doğal olayları, özellikle sel, deprem
ve volkan patlamaları gibi afetleri incelemektedir.
Kehanet Astrolojisi
Bu bireyler için tahminler sağlamaktadır, genelde geçişler ve
ilerlemeler, Yeni Ay, Dolunay ve tutulmalar doğrultusunda
çalışmaktadır. Geçişler bir saatten (Ay) 18 aya kadar (Pluto)
sürebilir, hal ve şartlarda değişimler yaratır, ayrıca öğrenme amaçlı
dersler de verir. Pek çok insan 28-29 yaşlarında ilk Satürn geçişlerini
(Satürn, doğum pozisyonuna geri döner) deneyledikleri esnada zorlayıcı
dersler ile karşı karşıya gelmektedir. Pek çok insan bu yaşlarında
komple değişiklikler yaşamaktadır. Eğer bu zorlu zamanda hiçbir şey
öğrenilmez ise 56-58 yaşları arasındaki bir sonraki Satürn geçişinde
daha büyük zorluklar ile karşı karşıya gelebilirler.
Güneş Burcu Astrolojisi
Bu gazetelerde veya haftalık dergilerde okuduğunuz burç yorumlarıdır.
Çok eski zamanlardan beri bu yöntem çok doğru sonuç vermektedir, ama
bazı astrologlara göre de oldukça fazla deneyim gerektirmektedir.
Örneğin, 18 Ocak 8 Şubat 2004 tarihleri arasındaki Merkür geri dönüşü
(Dünyadan göründüğünde geri gidiyor gibi gözükmektedir) esnasında kısa
seyahatlerde ve iletişimde (pek çok yazı, yanlış anlaşılmalar, Internet
ile ilgili problem gibi) aksamalar meydana gelebilir, bu Mart ayının
birine kadar devam eder, ama Zodyak'taki her burç yaşamlarına ve
yaşadıkları ortamlara bağlı olarak bunu farklı şekilde tecrübe
edeceklerdir.
astroloji Nokta
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
perdidaisla.
Administrator

Administrator
perdidaisla.


Kadın
Mesaj Sayısı : 1229
Yaş : 29
Nerden : Barcelona
Lakap : Brisha
Kişisel İleti : Orlando Bloom.

Ruh Hali : astroloji Uykulu11
Takım : astroloji D1e2ee3fede4072d5e25570324a07802
İşletim Sistemi : astroloji 210
Kayıt tarihi : 05/08/08

astroloji Empty
MesajKonu: astroloji   astroloji EmptyPtsi 03 Kas. 2008, 16:52

Astroloji

astroloji NoktaBurçlar ilmi veya günümüz diliyle Astroloji, ilk defa ne zaman ve nasıl ortaya çıkmıştır, acaba?

Bildirildiğine göre, İlk Peygamber olan Hz. Adem'den, son Peygamber Hz.
Muhammed s.a.v efendimize kadar 124.000 peygamber gelmiştir. Allah,
insanlara, doğru yolu göstermeleri; onlara, kendi TEK'liğini
bildirmeleri için, gönderdiği peygamberlerinin her birine, değişik
konularda çeşitli ilim hazineleri vermiştir. Ve böylece her konunun
başlangıcına temel teşkil edecek, rehber olacak bilgi kaynakları
meydana gelmiştir.

Çok okuyan, kalemi bulan ve kalemle yazı yazabilen ilk peygamber olan
İDRiS Aleyhisselam'a BURÇLAR İLMİ verilmiş, kendisi de bunu
genişletmiştir.

Yeri, göğü, buradaki sistemi ve bunu yaratan Mutlak Varlığı, yakîn
üzere bilen İdris Peygamber’in, Allah'ın izni ve kudretiyle göğe
çıktığı; 4.cü kat sema boyutunun kendisine mekân olduğu, diğer sema
katlarında (boyutlarında) da dolaşabildiği, eski dini kaynaklarda
belirtilmektedir. .

İdris Peygamber, alm²¦ oldu*u vahye dayalı bir şekilde Burçlar ve
yıldızların, gerek insanlar, gerek yeryüzünde mevcut tüm birimler
üzerindeki tesir ve önemini anlatmağa çalışmıştır. Yani, vahye dayalı
olarak okuduğu sistemi, o devrin idrak ve anlayışına göre anlatmıştır.

Bir başka anlatımla, İdris Peygamber, Allah`ın yaratmış olduğu
sistemdeki düzenleme mekanizması olan burçlar ve yıldızlar sistemini
açıklamış; bunların, Allah`ın ilim ve kudretiyle alemde ilahi
tasarrufun oluşmasına vesile kılındığı sırrına işaret etmiştir!..

O devirde yaşamış insanlar, İdris Peygamberin ne anlatmak istediğini hakkıyla çözebildiler mi acaba...? Kimbilir..!

Kısaca, Yıldız ilmi veya Burçlar ilmi, İdris Peygamber'in mucizesi
olup; daha sonra aynı çağda ilk defa Babiller tarafından, mevcut
veriler ışığında düzenlenmiş ve genişletilmiştir. Bundan sonra da tüm
insanlığa yayılarak, her devirde, bir şekilde insanların ilgisini çeken
bir konu olmuştur.

Bu arada zaman içinde edinilen tecrübeler ve yaşanılan olaylar
neticesinde, insanlar, burçlardan gelen ışınların etkilerinin, insan
kaderi üzerindeki rolünü çok rahat ve açık bir şekilde tesbit
etmişlerdir.

Ne var ki bu tesbit onları, bütün oluşların ardında yıldızlar olduğuna
göre, o halde yıldızlar "tanrı" dır düşüncesine getirmiştir.

Böylece, başta Güneş olmak üzere, Ay ve çeşitli yıldızlara tapınma devri başlamıştır!.

Oysa, yıldızların yaydıkları bu etkiler Allah takdir ve kudretinin açığa çıkmasından başka bir şey değildir!.

Dolayısıyla esas amaçtan sapılarak, Astroloji ilmi, hak etmediği bir noktaya indirilmiştir.

Daha sonra, Hz. İbrahim Peygamber başta olmak üzere, tüm peygamberler,
yıldızların tanrı olmadığını; bütün evreni ve evrende var olan her şeyi
yaratanın, Mutlak Varlık olan Allah olduğunu sürekli olarak
açıklamışlardır. Dolayısıyla, yıldızları mevcut özellikleriyle yaratan
ve onlar üzerinde de, yegane söz sahibi olan, ALLAH’tır; gerçeğini
insanlara idrak ettirmeğe çalışmışlardır.

Pek çok İslâm düşünürü de, yıldızlar konusunu inceleyerek, varlığın var
oluşunda burçların ve yıldızların rolünü, çeşitli kitaplarında
anlatmışlardır.

Ayrıca, bir ilim deryası olan, Kutsal Kitabımız Kur'ân-ı Kerîm’de,
yıldızlarla ilgili 60 küsur Âyet ve "El- BURÛÇ" sûresinde anlatılanları
bir düşünmek gerekir...
astroloji Nokta


En son ToM KoLiq tarafından Ptsi 03 Kas. 2008, 16:53 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
astroloji
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
RockTurk :: RockTurk | Serbest Kürsü :: Burçlar ve Rüya-
Buraya geçin: